21 Haziran 2012 Perşembe

Çeşme Klima Servisi

filmde, sisman yagli 3. sinif bir muhasebeci cesediyle karsilacagimizi düsünürken, ters köseye yatirilip, 22 yasinda sarisin ve hatiri sayilir bir fizigi olan servet pembe'yle karsilasiyoruz.. ya da tam tersi.. bu arada servet pembe'nin erkek oldugunu biliyor muydunuz? Çeşme Klima Servisi peki siz mezarcinin hikayesini biliyor musunuz? bir erkekseniz ve kocaman gözleri olan bir kiza siriksiklam asiksaniz, askiniz basiniza vuruyor ve en yakin dostlarinizi olur olmaz arayip, telefonda aglayarak onun gözlerinden bahsediyor ve "ben bu escinselleri anlamiyorum" diyorsaniz, "ölümün yürüyen merdivenindeki polis" musa rami'de sizi etkileyen birseyler bulacaksiniz; onu uzaktan seveceksiniz; hatta sevmezseniz bir kursunda siz sikin musa rami'ye.. zaten teorik olarak bu adami tabancayla öldürmek mümkün degil.

19 Haziran 2012 Salı

Çeşme Demirdöküm Servisi

çok garip taraftarları var. hagi vs alex dersin, istatistik dersin, attığı gol, yaptığı asist, cl asist krallığı dersin, "yeaaa bi siktir git her şey istatistik değil. :(" der. ama gelir buraya "gerçekleri konuşmak için istatistiki veriler veriyorum!!11!!" der. götü kurtaracak ya, "cemaat takımı değiliz biz :(" olayını destekliyor ya güya. aynı şekilde gfb bir pankart açar "fenerliler akp'yi destekliyor, yalakalar!!!" derler, sayıca daha büyük bir taraftar grubu olan ultraslan başbakanı destekler şekilde açıklama yaparsa "onlar ultraslan, pis, tü, kaka. :(" derler. fenerlisi, beşiktaşlısı ikiyüzlü olur. galatasaray hep büyüktür. Çeşme Demirdöküm Servisi edit: "ülker arena yapıldı size :(" diye ağlayan piçler stadlarının hala ali sami yen'e karşılık olarak yapıldığını zannediyorlar. :) hea bir de şikeci diyenler şu fotoğrafa ne diyorlar acaba? süper final ilk maçında attığı ilk gol bariz ofsayttır. bu herkesin kabulü. lakin 40 yaşına gelmiş, 20 yıl milli takım tecrübesi olan bir kalecinin, oyunu bırakıp hakeme ofsayt itirazında bulunması kendi günahı değildir. boş kale bulmuş adam, kendinin de ofsayt olmadığını düşünüyor, napsın, rakip kaleci itiraz ediyor diye vurmasın mı topa? ya da, kendi kalecisi ceza sahasında rakibin ayağına top vermiş, ki o kaleci şu an ligin en iyi kalecisi, adam heyecan yapıp auta atmış, ya da rakibin yıldızı, bomboş durumdaki diğer yıldızı görmemiş, zaten yapması hata olan vuruşu da, yapabileceği en kötü şekilde, en kötü yere yapmış, napsın o kaleci? tutup içeri mi alsın topu? aynı kaleci topu bir şekilde kornere çıkarmamak için uğraşmış, riskli bir şekilde çevirmiş, içerden ya da dışardan, o esnada koşan forvet oyuncusu, içeri düşen topu yakalayıp gol atsaydı, yine aynı şekilde "bu top aslında dışarı çıktı, korner" diye itiraz edecek miydi?

Çeşme Bosch Servisi

rakipleri maa'nın fenerbahçe'yi bitirmek için o mevkiye seçildiğini zannediyor. hala küme düşmediyseniz maa'nın eline yüz sürmeniz lazım. kendince fenerbahçe'yi kurtarma planı tutmadı. Çeşme Bosch Servisi şimdiki federasyon başkanı hukuku uygulamam gerekirse uefa tarafından verilecek cezayı kabul ederim diyor. böyle bir ortamda mücadele etmeye çalışan takımdır. rakipleri hala mağduru oynuyor. bir de tekrar üstüne basarak söyleyeyim -yıl 2012- şike soruşturmasında adı geçmemektedir. yıl 2012 hala şikeciler ceza almadılar.

18 Haziran 2012 Pazartesi

Çeşme Vestel Servisi - 444 1 494

bu hafta yine çok önemli maçları olan spor kulübüdür. 28 mart 2012 çarşamba günü fiba euroleague women final eight 2012 'de ilk rakip beretta famila schio maç abdi ipekçi spor salonunda saat 18.00 'de , 29 mart 2012 perşembe günü bu defa rakip galatasaray mp, maç saat 20.45'de. grup maçlarının sonuncusu 30 mart 2012 cuma günü saat 18:00'de rivas ecopolis ile. turnuvanın final maçları 1 nisan pazar günü. Çeşme Vestel Servisi - 444 1 494 1 nisan 2012 pazar günü spor toto süper ligin 33. haftasında rakip trabzonspor. hüseyin avni aker stadyumundaki maç saat 19.00'da. bakü dönüşü avrupa şampiyonluğunu kutlamak için sabahın üçünde sabiha gökçen'de toplanan taraftarı polisin eşkıyalığına maruz kalmıştır. bu arkadaşlara polis okullarında ellerindeki copun salatalık, biber gazının deodorant olduğu öğretiliyor galiba. fenerbahçe yönetim kurulu üyesi hakan dinçay gözünün önünde ufacık bir kızın coplandığını söylüyor. derdiniz neydi birader? kupa mı rahatsız etti yoksa? duygu bal'ın olay anında attığı twitler şuradan görülebilir:

Çeşme Beko Servisi - 444 1 494

bursaspor karşısında aldığı 3 puanla, lider galatasaray'a 2 puan yaklaşarak puan farkını 7'ye indirip ve 3. sırada bulunan en yakın takipçisi trabzona 10 puan fark açan takım. voleybol takımının büyük başarısı sonrası türk basınında manşetlere taşınan spor kulübü. basından nefret eden biri olarak açıkçası manşetlere taşınması umurumda değil. daha 4-5 yıl öncesine kadar kimsenin umurunda olmayan voleybol sporunu manşetlere taşınacak hale kim getirdi? bu kulübe yapılan eziyetler eninde sonunda son bulacak. Çeşme Beko Servisi - 444 1 494 türkiyede ceza almayacak ama uefa dan ceza alacak ancak hem geçen sene hem de sampiyonlar ligine alinmayacaği 2-3 sene kaybini rte bizim vergilerden faiziyle verecek ama yinede taraftari susmayacak takim. şimdiden o vergilerden alacaklari haksiz kazanç şimdiden haram olsun...

Çeşme Arçelik Servisi - 444 1 494

son olarak da alex hakkında bir şey demek gerekiyor.benim ergenlik zamanlarımda hagi diye bir herif vardı ve ben kıskançlığın ne olduğunu bu adamın top oynadığı dönemde kavradım.bu adam liderdi ve üzerinde sarı kırmızılı forma vardı.seneler geçti, hagi galatasaray için "bir zamanlar"da kaldı ve yirmili yaşlarımda olan ben alex diye bir adamla geçiriyorum bu senelerimi.o da bir lider, o da kıskanılacak bir adam ve sarı lacivert formayı giyiyor.bu iki farklı durumdan şunu çıkarttım ben, ben hagi'yi Çeşme Arçelik Servisi - 444 1 494 barcelonadan geldiği için değil, dünyanın sayılı yetenekteki oyuncusu olduğu için değil, ne olursa olsun galatasaray için zamanın her diliminde bir umut vaat ettiği için kıskandım, şimdi de galatasaraylı taraftar bu yüzden alex'e hayranlık duymalı, kıskanmalı veya nefret etmeli.bunu anlayışla karşılamak ve kavramak gerekiyor.o yüzden "hagi de adam değildi" diyen de, "alex adam olsaydı da avrupa'da top oynasaydı" diyen de aynı hıyarlık katsayısına sahiptir benim gözümde.iyi ki vardın hagi - iyi ki varsın alex, tek farkınız bu, var olduğunuz zaman dilimi.

12 Haziran 2012 Salı

Çeşme Bosch Servisi

yaklaşık 8 gün kaldım, rahat bir şehir mahalle baskısı denilen olayı göremiyorsunuz. kalabalık, üstelik eğlenmeyi seven insanlar, genç nüfus fazla, alsancak konak vs. boş mekan göremedim üstelik ocak ayında havanın buz gibi olduğu zamandaydı. alkol sigara tüketimi oldukça fazla bu iyi mi kötümü ben bilmem. bir de gündüz akşam mesai saati başlangıcı, iş çıkışı aşırı bir sıkışık trafikle hiç karşılaşmadım. çok fazla araba var ama trafik öyle kitleniyor gibi birşey hiç göremedim. güzel yerdir vesselam ama uzun vaadede düşünebileceğim bir yer değildir... Çeşme Bosch Servisi

Çeşme Profilo Servisi

istanbul'da doğdum ve hayatımın bir senesi dışındaki bütün zamanını istanbul'da geçirdim. haliyle her geçen sene sıklaşan ataklarla istanbul'dan kaçmam lazım, burada yaşanmaz bunalımına girmeye başladım. Çeşme Profilo Servisi ve bu zamanlarda bana hep en yaşanabilir şehir izmir gibi geldi. buna rağmen her seferinde çok yakınından geçip gitmiş olsam da bir kez bile izmir'e gidemedim. hatta bir kez marmaris'e giderken otobüs izmir'e öyle yakın geçti ki, yukarıdan izmir'in ışıklarını gördük. o gece ben oradan geçerken, otobüsün camına yapışıp büyük bir heyecanla yukarıdan izmir'i izledim, gelecekteki sevgiliye bakar gibi izledim.. dedim ki, bir gün buraya geleceğim, belki de dönmemek üzere geleceğim, bekle beni izmir. işte yakın bir zaman sonra, en sevdiğim de yanımda ilk adımımı atıyorum, sana geliyorum izmir. yıllar önce uzaktan bana sadece ışıklarını göstermiştin, şimdi seni yaşamaya geliyorum, gönlümü çalarsan bakarsın hiç gitmem.. en asil duygunun mevsimi olan kışı çok yanlış anlayan şehirdir. yağmuru yağmur değil, soğuğu soğuğa benzemez. kar bahsini açmıyorum. öyle yavan, garip bir yer işte.

Çeşme Klima Servisi

gök gürültülü ve sağanak yağışlı şehir. yaz mevsiminin bittiğinin habercisi bir yağmur yağıyor şu sıralarda. kısa kolluların, güneşli sabahların ve yaz gecelerinin bittiğinin habercisi bir yağmur. yaz mevsimini severim, daha doğrusu yaz gecelerini severim. yine bir kış mevsimi başlıyor izmir'de. ben bu kış yine karanlığıma gömüleceğim, sizi bilmem. sonunda kış geldi de geceleri sahilde yağmur çamur demeden sadece bizim tayfa tüm sahil bizimmişcesine öyle yalnız yalnız şarap içmeye başlayacağız. yazın doldurduğunuz sahilin kışın boynu bükük, biz teselli ediyoruz. Çeşme Klima Servisi dün havasının kararsızlığı nedeniyle bir karikatüre hayat verdik arkadaşımla. şöyle ki bende ceket ve pantolon varken arkadaşımda tişört ve şort vardı. o kadar tuhaf bir havaydı, evet.

Çeşme Demirdöküm Servisi

gelişememesini, belediye çalışanlarının şivesine bağlayan da çıktı sonunda. tabii canım, metro da, işçilerin mesai saatinde sürekli ideolojik halay çekmesinden dolayı bitemedi. bostanlı, kadifekale'de yaşayan doğu kökenli vatandaşlar gelip kakasını buraya yapıyor diye kokuyor. hatta expo'yu da bize milano'daki kürt lobisi kaybettirdi. Çeşme Demirdöküm Servisi eh be kafası güzel hemşerilerim; şu şehirde kötü giden ne varsa "göç var" argümanına bağlamayı bırakın da milleti göçtüğüne, göçeceğine pişman ettirmeyin. izmir hiçbir zaman yaşadığına, yaşayacağına lanet ettiğin şehirlerden olmadı. burayı ayrıcalıklı kılan: herkesin burayı kendi evi gibi bilmesi. vazgeçin artık şu burnundan kıl aldırmayan yüksek şehirli hassasiyetlerinizden. övündüğünüz şeyi kendi ellerinizle yok etmekten başka bişey değil şu an yaptığınız. hani 28 senelik hukuğumuz olmasa alayınıza faşist der geçerdim ama hem ciğerinizi biliyorum hem de sevdiğim için konduramıyorum.

Çeşme Bosch Servisi

aileden chp'li, o gelenek içinde doğmuş büyümüş ve onu devam ettiren bir izmirli olarak; benim gibi arkadaşlarda da sıkça gördüğüm, gözlemlediğim fikir şudur; izmir'in chp'li belediyeleri hakkaten bi sk yapmıyorlar... net bu... köstebek yuvası gibi sokaklarda geziyoruz. metro başlayalı ohoooo kaç sene oldu, hatay esnafı çürüdü resmen... Çeşme Bosch Servisi zabıtalar iyi teşkilatlanamıyor. seyyar satıcı istilası altındayız. altyapı çalışmaları aksatılıyor, önemsenmiyor... belediyeden izinle, ruhsatla bilmemneyle yapacağınız işlerde götünüzden kan alınıyor! belediye mal ve hizmet alımlarını yapan birimlerle görüşerek sipariş alan, ihalelere giren bir arkadaşım var. çok yakın bir arkadaşım, izmirli... kız "karşımdaki adamların konuşmalarını anlayamıyorum!" diyor... belediyelerin bu pozisyonlarında çalışan adamların istisnasız hepsi doğu kökenli ve oldukça bozuk bir türkçeyle konuşan tiplermiş. ve üstelik ihalelere giren tipler de öyle aynen... hadi buyur burdan yak! burada doğup yetişmemiş, buranın dilini bile konuşamayan tiplerin, bu şehre ait ihtiyaçları (kent mobilyaları olsun, peyzaj hizmetleri olsun, altyapı eksikleri olsun) öngörecek vizyona sahip olmasını nasıl bekleyebilirsin ki? ondan sonra da "izmir'de chp belediyeciliği beceremiyor" (akp yandaşlarının savı) e doğru, allah kahretsin ki beceremiyor!

Çeşme Profilo Servisi

"bütün yolların denize çıktığı şehirdir" annedir, babadır, eştir, çocuktur, omzunda ağladığın dosttur.. mavidir, yeşildir, sarıdır, renktir, rengarenktir.. özlenendir, istenendir, beklenendir, ağlanılandır, kavuşunca sevinçten çığlık attırandır.. bazen bir sevgilidir, bazen dosttur, bazen mavi gözlü bir kız çocuğudur.. başkası için izmirdir, izmirli için bir çok şeydir.. unuttuğunda hatırladığındır, bulduğunda sevindiğindir, karşılaştığında ağlatandır.. sokaklarında koşturan bir çocuk vardır ya hep, işte onun ruhunu tüm saflığı ile saklayandır.. alabildiğine kıro dolu bir şehir. Çeşme Profilo Servisi son on yılımı bursa ve istanbul'da yaşayarak geçirdim. bu iki şehri de en çeper semtlerinden en büyük avm'lerine kadar gezme şansım oldu. ikisinde de izmir'de gördüğüm kadar eli tesbihli bağrı açık tip ya da modifiyeli beyaz şahin görmedim. izmir bunca övülüp yere göğe sığdırılamazken bu tipler nasıl görmezden geliniyor anlamıyorum. evet istanbul'un da apaçisi çok ama onların bile trend olmuş bir tarzları bir seçimleri söz konusu. izmir'in işsiz güçsüz, üretmeyen, çalışmayan arabesk gençliği istanbul'un apaçisinin yanında beş kat fazla göze batıyor. kısacası izmir kötü, boyoz da bişeye benzemiyor zaten... edit: şunun net şekilde anlaşılmasını istiyorum; izmirliler kırodur falan gibi bişey söylemiyorum. izmir'de bir sürü kıro var diyorum. buna da karşı çıkan adam varsa "ben hayal görmüşüm demek ki" der siktirolur giderim.

Çeşme Klima Servisi

13-14 yıl istanbul'da yaşamış, şu anda da ankara'da ikamet eden birisi olarak tatil için geldiğim şehir(buca-inönü). ama bayramdan itibaren sokaklardaki düğünler kadar gürültü çıkaran -hiç bir denetim görmediği belli- düğün salonundan gelen gürültüden dolayı -geri kalmış bir izmir- resmi daha da keskinleşiyor. nerede yetkililer, nerede devlet. ilk aradığım yer bir numaraya, o numara da internet'ten form falan doldurmaya yöneltti. işte o form: Çeşme Klima Servisi "merhabalar ramazan bayramından beri mahallemizde oldukça rahatsız edici bir şekilde düğün gürültüleri ortaya çıkmıştır. normalde sokaklarda yapılan düğünler kadar bölgemizdeki "ararat düğün merkezi" isimli düğün salonundan rahatsız edici gürültüler gelmektedir. söz konusu düğün salonu 21:00 gibi gürültü yapmaya başlayıp 00:00'lara kadar buna devam etmektedir. bu durumdan bebeklerin, yaşlıların etkilenmesi bir yana erken yatmak isteyen yetişkinler ve dinlenmek isteyen kişiler de olumsuz etkilenmektedir. istanbul, ankara gibi kentlerde rastlanmayan bu durumun izmir gibi modernlik vurgusu yapılan bir şehirde gerçekleşmesi olayını bilgilerinize sunar, gerekli işlemlerin ivedi bir şekilde yapılmasını bilgilerinize arz eder, işlem gerçekleşmemesi durumunda her türlü mercilere başvuracağımızı belirtiriz. saygılar "

Çeşme Demirdöküm Servisi

vaktiyle kaçtığım şehir. evet abicim bizzat bursadan buraya kaçtım. kaçtım yahu sıkıldım çünkü istanbula değil bak daha iyi şartlara değil izmire kaçtım. Çeşme Demirdöküm Servisi niye çünkü izmir güzel diye niye çünkü izmirin insanı anlayışlı diye izmirdekiler modern diye izmirdekiler doğru düşünüşlü diye niye çünkü izmirin kadını güzel diye eheh. ama işin aslı güzel müzel de ne yazık ki bazı hoppadiklerin burun izmirli olmakla o kadar havalanmış ki başka şeyleri göremez olmuşlar. acayip kasılıyor bu şehrin insanları. ve bu kasıntı bir yerden sonra rahatsız ediyor sizi de etkiliyor. sokakta söylenmemesi gereken bir şeyi söylediğinizde başka bir şehirdeyken hop birader burası izmir değil diyorlar sizi tanıyanlar. ama oysa izmirde bunu söylesen belki de sırf bu algı yüzünden söyle olm burası izmir diyecekler. sanki vegas birader... dünyada tek olmayan şehir! evde kalmış burnunun büyüklüğünden ama hala kıl aldırmıyor ya hayret.

11 Haziran 2012 Pazartesi

Çeşme Beko Servisi

istanbul, birbirine yakın yapılanma ile büyümüş ve hala da aynı mantıkla ilerlemektedir. sebebi arsaların pahalı olması ve rantların cok yuksek olması olsa gerek. mesela kimse şehrin göbeginde iki apartman arasında 3 donum araziyi park bahce yapmak istemez. orayada 1 blok kondurup milyarları cebe atmak ister. cunku degerlidir o toprak. gelişmiş ülkelerde ise imar zihniyeti genelde boyle degildir. yollar geniş bırakılır. şehirde yapılardan yoksun büyük boşluklar bırakılır. şehir planlamacılıgı budur. 15 milyonluk şehir ve yüzbinlerce tekerlekli taşıt. bugun örnegin kaliforniyada 7 şeritli yollar bile mevcut. günümüz büyükşehirciligi için 2 şeritli yollar artık küçük olarak görülmektedir. 3 şeritli olanlar ise yetersiz. ancak bizim şehirciligimizde tek şeritli yollar standart, 2 şeritli yollar fazla, 3 şeritli olanlar ise büyük lütuf olarak gorulur. istanbulda mevcut şehir büyüklügünde ve taşıt yogunlugunda binlerce baglantı noktaları ve kavşaklara ihtiyac vardır. bunların bir cogu da zaten mevcut. ancak tek sorun bu degil. asıl sorun bu baglantı noktalarının nasıl baglandıgıdır. diyelim ki kuzey yonunden 3 şeritli bir yol geliyor. bu e5 olsun. e5 e baglanan, mecidiyekoyden gelen 2 şeritli bir ara yol var. e5 yolu, bu baglantı noktasına 3 şeritli olarak geliyor ve 3 şeritli olarak devam ediyor. işte trafigi yaratan yegane sebep budur. e5, 3 şeritli olarak geliyor, mecidikoy baglantı yoluda 2 şerit olarak geliyor ve toplam sayı 5 şerit oluyor. toplam 5 şeridi 3 şeride sıgdırmaya çalışıyoruz. araç sayısı çok olan ama planlı gelişmiş ülkelerde sıkça goruldugu üzere, 3 şeritli gelen yol, baglantı noktasından sonra 5 şeritli olarak devam etmektedir. yani örnegi istanbula uydurursak, e5 yolu 3 şeritli olmasına ragmen zaman zaman 5, zaman zaman 6,7 hatta 8 şeride kadar çıkmalıdır. e5 e baglanan her yol ek şerit getirmeli, e5den ayrılan her yol şerit sayısını azaltmalıdır. şimdi bu neden yapılamıyor? sebebi şehir planlamacıgılından arsa rantının büyük olmasından ötürü yollar için büyük alanlar ayrılmamasıdır. şehir içinde ornegin fevzi çakmak caddesinde 2+2 şerit var. yolun hemen yanında 2 metre kaldırım ve onun yanında kocaman binalar. bu yolun genişletilme imkanı artık neredeyse sıfır. cunku zamanında imar hatalı yapılmış. hala da yeni gelişen ilçelerde hatalı imarlaşma sürmektedir. artık yolları genişletmek için yer yok. tek çözüm yer altı yolları olarak gorunmektedir. ancak istanbulun tarihi bir kent olmasından ötürü, yeraltını kullanmak kolay olmuyor cunku yüzlerce yeraltı şehirleri var. ayrıca alt yapı düzensizliginden ötürüde yer altında serbestce hareket edecek alanlar bulunamıyor. sonuc olarak tam bir kısır dongudedir istanbul. trafik sorunu isterse 8 tane kopru yapılsın cozulemez. cunku eklenen her kopru ekstra 3 er şerit demektir. ancak çözüm 3 şerit yaratmak degil bunları mevcut yollara baglamaktır. bu 3 şeridi mevcut 3 şeritli baska yola baglandıgınızda yeni yolda 6 şerit yaratmadıgınız sürece baglantı noktasında trafik sıkışıklıgı oluşacaktır. Çeşme Beko Servisi emniyet şeridini doldurmak, 3 şeritli yollarda 5er sıra halinde dizilmenin sonucları da benzerdir. yani bizim kendini uyanık sanan şöförlerimiz örnegin 3 şeritli yolda emniyet seridini de doldurur. bu durumda yol 4 şeride cıkar. ilk bir kaç yüz metrede bu sorun olmaz. ancak yolun ilerisinde örnegin sağa dogru baglantı yolu varsa, emniyet seridindeki aracların mutlaka 3üncü seride dahil olması gerekir. bu da yolun o noktasında 4 şeridin 3e azalmaya çalışmasını gereltirir ve bu trafigi durdururur. yani kurnazlık yapıp trafigi daha verimli kullandıgını dusunenler aslında trafigi asıl tıkayanlar olur. gerçi eds gibi şeyler ile bu sorun engellenmeye çalışılıyor ama türk şöföründeki 1 şeride 2, 2 şeride 3, 3 şeride 4 sıra sığma alışkanlıgı hala bir cok yerde sürdürülüyor.

Çeşme Demirdöküm Servisi

eskilerden bir dostun tanımladığı gibi; "istanbul, bana ancak metres olur hocam, ne evimin kadını yaparım, onunla ömür geçiririm ne de onsuz olabilirim" ne yar olabilir ne ser, trafiğine ayrı, kalabalığına ayrı, langir lungur insanlarına ayrı saydırırsınız, farkında olmadan evinize üçer beşer dakika geç gitmek zorunda kalırsınız akşamları, ne ser olur ne yar, Çeşme Demirdöküm Servisi belki sürü psikolojisi belki hiç yapamayacağınızı bildiğinizden gerine gerine size güneye göç etmek planları yaptıran şehir, bir haltta yapamazsınız, sıkıştığınız yerde dolanır durursunuz, o olur.küçüklüğünden beri en buyuk fobisi kalabalık şehirde yaşamak olan beni bile tüm o karmasasına ragmen 3 senenin sonunda kendine aşık eden şehir. iyi ki haydarpaşa da yuksek sesle bağırmamışım ilk geldiğimde, rezil olmuştum yoksa.

Çeşme Vestel Servisi

konserve kutusu kıvamındaki tramvayda inmeye çalışan bir hanıma yol vermek maksadıyla dışarı çıktığınızda, bunu belirtmenize rağmen halen daha içeriye sizin yerinize geçmeye çalışan idiyot istanbul'ludan daha kabul edilir insanlar görebileceğiniz şehir. berbat bir otobüs sistemi olan türkiye şehri. urla'dan karşıyakaya gidene kadar anam ağladı. motorumun gözünü seveyim. eğer bu şehre bir daha gidersem kendim uçağa binmeden önce motorumu bir otobüsün dibine koydurtup öyle ziyaretine gideceğim. Çeşme Vestel Servisi edit: niye zamanın ötesinde lan bu? malatyada bile her yere 10 dakikada bir otobüs varken urladan bırak karşıyakayı, şehirlerarası otobüs terminaline giden otobüs 1 saatte 1 kere varmış. o otobüs de 2 saatte gidebildi. yalan söylüyoruz sanki.9 senedir bu şehirde yaşıyorum 1 kez olsun otobüse sırayla binildiğini görmedim... hatta üniversiteyi kazanıp geldiğimde duraklardaki dağınık kalabalığa anlam verememiş, hemen akabinde otobüs gelince ise üzerimden geçerek otobüse binmeye çabalayan güruha "oha ulan davarlar" diye çemkirmiştim. dur lan yalan olmasın, 1 sefer sıraya denk geldim, hakkını yemeyelim şimdi. geçen ay konaktan balçovaya giderken, bendeniz labada lubada durağa girer girmez içinde yaratık taşıyan amca ve teyzelerin koro halinde "sıra var, sıra, sıraya geçsene, bak sıra var, sıra orda, sıraya bak, sıra, sıra, sıra..." biçimindeki ani tepkisini duyunca da küçük çaplı bir dumura uğramıştım. ne sırası yahu, 9 senedir izmir'deyiz dedik, beni mi yiyonuz monako...

Çeşme Bosch Servisi

dağların kıyıya dik uzandığı, güzel kızları ile meşhur, türk bayraklarının camlardan ve otobüslerden eksik edilmediği, atasına tutkun vatanına düşkün güzel şehir. paralısı da parasızı da aynı keyfi alabilir bu şehrin güzelliklerinden. ister kordonboyunda bi mekanda ister çimlerde biranızı yudumlarken batırabilirsiniz güneşi. çoğunlukla öğrenci milleti oturur o çimlere. gitarlarını, köpeklerini, abidik gubidik akrobatik oyuncaklarını da getirirler yanlarında. çimler renklenir, can gelir. üstelik kordonboyundaki o mekanlar ''poponu yumuşak, sırtını sıcak tuttum. canlı müziğim var artı plazma tv de maç keyfi de cabası!'' demeyerek, fiyatlarını ve zamlarını makul düzeylerde tutarlar. Çeşme Bosch Servisi o rahatlığı, vurdumduymazlığı ile kendinden biri yapar, her daim yuva sıcaklığını hissettirir, bi başkadır, candır.

Çeşme Profilo Servisi

chp'nin neden seçim kazanamadığının cevabıdır izmir. bakınız tayyip erdoğan çok kısa süren istanbul büyükşehir belediye başkanlığı zamanında herkesin gördüğü bir fark yaratmıştır. bu da insanların aklında bu adam bu işi başarır imajının yerleşmesine neden olmuştur. chp iktidara gelmek istiyorsa izmir'i ülkenin belediyecilik anlamında en muhteşem şehri yapması gerek. çünkü halk bir şehirle bile baş edemeyen insanlara ülke yönetme yetkisi vermez. şimdi chpliler bu işe kızacaklar ama ne gördünüz chp'nin belediyeciliğinden desem cevap veremezler. sığ ve gereksiz bir biat eseri olarak yine de götürüp chp'ye oy verirler. önünüzde 4 yıl var sevgili chpliler. gerçi belediye seçimleri için o kadar vakit yok. böyle giderse izmir'de belediye başkanlığı da akp'nin eline geçecektir. geçmez de yine chp'de kalırsa yapacağınız iş bir dahaki genel seçimlere kadar izmir'i hak ettiği belediyecilik standardına kavuşturup biz bu işi başarabiliriz imajı vermenizdir. yoksa bir daha ne izmir görürsünüz ne iktidar. Çeşme Profilo Servisi bunları niye söylüyorum? çünkü hiçbir zaman oy vermeyecek olsam da ülkemde kaliteli bir muhalefetin olmasını temenni ediyorum. siyasal tercihleri ne şekilde eleştirilirse eleştirilsin, trafikte birbirine yol veren sürücü ve yayaların, birbirine selam veren insanların, kordonda çimler üzerinde sevgilisiyle sarmaş dolaş oturan genç-yaşlı kişilerin yaşadığı şehirdir. kendimi en özgür hissettiğim şehirdir. rahat,kaygısız insanların şehridir. medine'tül erbab-ı keyf'tir. muhafazakarı bile diğer bölgelerin muhafazakarından farklıdır, müdahaleci değildir. aynı meyhanede siz rakı içersiniz o vişne suyu içer. şeklen değil belki ama mantalite olarak gerçek bir avrupa şehridir, her ne kadar avrupa karşıtı/ulusalcı duruşu olsa da.

Çeşme Klima Servisi

son senelerde aldığı göç ile, kendi içerisinde yavaş yavaş kutuplaşmaya başlayan şehrim. sahip olduğu 30 ilçesinin 11inde akp birinci parti olurken (bergama, bayraklı, buca, gaziemir, karabağlar, kemalpaşa, kiraz, menemen, ödemiş, tire, torbalı), çoğu ilde de chp ile başa baş bir oy almışlardır. chp, yeterli hizmeti sunamadığı, izmir'in iç kesimlerinden dolayı, gerçek izmir ve izmirliler, izmir'in de kıyısına hapsolmak durumunda kalmışlardır. izmir'de geçerli olan 1.099.478 chp oyunun da, 135.426'sını çıkaran karşıyaka ise, ki bu da tek başına %12.5'luk kısım demektir, izmir'i adeta tek başına savunmuştur (diğer ilçelere taş atmak için değil, oy çoğunluğunun en fazla olduğu ilçelerin başında karşıyaka gelmesine rağmen %63'ü gördüğü için böyle yazıyorum). Çeşme Klima Servisi bu noktada, tabi ki göçlerin büyük etkisi olduğu, ve izmir'in son 10 yıl içerisinde, içinde yaşayanların bile farkedebileceği düzeyde nüfus artışı yaşadığı göz önünde bulundurulmalıdır. ancak, akp'ye oy vermeyen çoğu izmirli gibi ben de, akp'nin ülkeye zararlı olduğunu düşündüğüm için, onların karşısındaki en güçlü partiyi destekliyorum. yoksa izmir, chp'nin değil, özgürlüğün, cumhuriyetin, bağımsızlığın kalesidir. ve, kim ne derse desin, izmir türkiye'nin 3. büyük şehri olmasına, her kültürden insan yoğunluğuna, 4 milyona yaklaşan nüfusuna rağmen, türkiye'nin boyun eğmeyen, savaşan ve sonuna kadar mücadele edecek bir şehri olduğunu kanıtlamıştır.

Çeşme Vestel Servisi

ulan öyle bir algı yaratılıyor ki chp burada başarısız olmuş diye, ben de atlamıştım ilkin. lakin durum öyle değil şöyle: 2007'de chp %35.44 ve 11 mv, akp %30.45 ve 9 mv, mhp %13.9 ve 4 mv 2011'de chp %43.81 ve 13 mv, akp %36.86 ve 11 mv, mhp %11.22 ve 2 mv chp oy oranını %8.35, akp %6.36 artırmış. sonuç olarak öyle muhteşem bir şey değişmemiş. herhangi bir azalma-başarısızlık yok, aksine artış var. yerel seçimlerle karıştırılmış sanırım. izmir yerel seçimlerde chp'nin kalesidir, burası değişmez bir gerçek Çeşme Vestel Servisi körler sağırlar birbirini ağırlar sözünün anlamını öğrenmek için başvuracağınız ilk ve en güzel örnektir. ben bu lafın çıkış noktasının, kaynağının burda yaşayan siyasi profil olduğunu düşünmeye başladım. adamlar hala 100 yıl öncesinin kafasını yaşıyorlar. işin trajikomik yanı da bu durumdan çok mutlu olmaları. valla şaka gibiler.

Çeşme Siemens Servisi

chp'nin kalesi olmayan ama cumhuriyetin kalesi olan şehirdir. bu seçimde de onca baskı ve göçe rağmen (izmirdeki akp seçmeninin yarısı değil izmir, ege kökenli bile değildir, ister inan ister inanma) akp'nin karşısına dikilen partilere oy vermiştir. chp özelinde konuşalım şimdi: chp'ye 11,1 milyon oy çıkmış ülke genelinde, bunun da yaklaşık 1,1 milyonu izmir oyudur. bir başka deyişle, izmir tek başına chp'nin oylarının %10'unu teşkil etmektedir. (nüfusu fazla olan başkentimiz ankara'dan çıkan oy ise yalnızca 0,9 milyon civarındadır) Çeşme Siemens Servisi bir başka hesap yapalım izmir'i dışında tuttuğumuz bir oy sayımı yapalım, akp'nin oy oranı %49,9 yerine %50,7 olurken, izmir'i olmayan bir chp %25,9 yerine % 24,8 gibi bir sonuç alacaktır.

Çeşme Beko Servisi

akp ve chp arasındaki oy farkı daha da açılmışken anlamsızca "kale gitti, heheuheuheuh, akp batıyı da aldı" gibi yakıştırmalara maruz kalan şehirdir. hocam matematik biliyorsun değil mi? bak bakalım bi alıcı gözüyle. anadolulu göçmenlerin izmirdeki partisi olan akp, her zaman ikinci sırada kalıp "izmir kokuyo eabi yeaa" siyasetine devam edecektir. akp'yi sevmeyebilirsin, hadi görüsün ne olursa olsun, partinin basina gelen kim olursa olsun, koyun olmakla sucladigin akp'lilerden farkli olarak(!) oyunu her sartta, kimseyi dinlemeden chp'ye verirsin... anlarim. ama chp izmir'den 11 milletvekili cikardiginda yukarda saydiklarimin hicbirisi gerceklesmiyor ne yazik ki. eylemler yine devam ediyor, acin yine karni gurulduyor. Çeşme Beko Servisi sen de gerzek gerzek övünüyorsun kendinle bir bok yaptigini sanarak. bu ülkede 20-30 milyon insan oy kullaniyor en az. bu nasil bir ezikliktir arkadas? "biz izmirliyiz ayriyiz", "chp'ye oy verdik kaleyi yikmadik" sacmaliklari... salak misiniz ya?

Blog Esinti

bayraklı dağlarındaki onlarca gecekonduyu, bu gecekondularda yaşayan sivaslı, mardinli, maraşlı, konyalı vb. insanları görmeyen kişilerce " ayyy bayraklı akp olmuş yeaaaa " diye hakkında konuşanlara şaşırdığım, dedelerimin dedelerinin, dedelerimin babalarının, dedelerimin, babamın ve annemin ve de benim, tüm yedi ceddimin memleketi olan şehirdir. ben de safkan izmirliysem, benim de önümü ampul aydınlatmıyor demektir. bu kadar!!! Blog Esinti

Çeşme Vestel Servisi | 444 1 494

diyeceğim o ki, birileri izmir'in herhangi bi şeyini eleştirdi diye bu onları şalvarlı, cübbeli, kara çarşaflı, şeriat yanlısı bir radikal yapmayacağı gibi; şehrini eleştirenleri yobazlıkla suçlaman, seni de çok iyi eğitimli, ilerici ve aydın yapmaz. izmirlilerin ellerine kitap almadan, salt o şehirde doğdukları için kendilerini türkiye ortalamasının çok üzerinde görmelerine anlam veremiyorum. biz istanbulluların da, sırf böyle bi metropolde doğduğumuz için kendimizi new yorker gibi görmemize de anlam veremiyorum gerçi ama en azından birileri istanbul'a olumsuz sıfatlar yakıştırdı diye, "sen önce atatürk ilke ve inkılaplarını içine sindir, mına koduğumun şeriatçısı" falan demiyoruz. ne izmir'in aşmış bir şehir olduğu doğrudur, ne de izmirlilerin çok ilerici insanlar oldukları. ulan madem o kadar avrupai bi şehir de, benim karım aksiyon filmlerinin çok etkisi altında kaldığı için mi yıllarca biber spreyi taşıdı çantasında? izmir de çok çok aşmış bir şehir olduğu için mi alternatifsizlikler içinde kendi kabuğuna çekildi? Çeşme Vestel Servisi | 444 1 494 izmir'in farklı bi havası olduğu doğrudur. izmirlilerin genellikle doğrudüzgün insanlar oldukları da doğrudur. ama genellemenin bokunu çıkarıp, izmir'i bir sebepten beğenmeyen insanlara da iktidar şakşakçısı yaftası yapıştıracak kadar sığ olmak da, entellektüellikte çığır açmak anlamına gelmiyo maalesef. rahat bir şehir, güzel bir şehir, asgari müştereğin yüksek bir yerlerde buluştuğu şehir. ne çimlere yayılmış, içki içiyosun diye taciz edilirsin; ne de sevgilinle sarmaş dolaşsın diye polis tarafından azarlanır ya da mahalle baskısına maruz kalırsın. ne kadar güzel değil mi? iyi de tüm bunlar özlemi duyulan bir refah düzeyi değil ki; bunlar zaten olması gerekenler! başka bir yerlerde de yazmıştım ama hatırlayamadım şimdi. ahmet necdet sezer'in makam aracı kırmızı ışıkta durdu diye alkış tutmanın manası yok. zaten olması gereken bir şey oluyo diye, neden o olguyu övelim ki? izmir de böyle işte. zaten insan olanın böyle yaşaması gerekir. hatta şırnak'tan, kırıkkale'ye kadar, tüm ülkenin bu standartlarda olması gerekir. lakin, olması gereken, olanın fersah fersah altında diye, zaten olması gereken değerlere alkış tutmak insani beklentilere uyum göstermiyo bence. izmir, zaten olması gerekendir. daha fazla değil; hatta bir ütopya hiç değil... insanların güleryüzlü olması; kasım kasım kasılacaklarına, örneğin pazar veya market alışverişi esnasında kendilerini çekmeksizin rahatça muhabbet edebilmesi artı bir şey olmamalı. zaten insanlık bunu gerektirir.

Çeşme Siemens Servisi | 444 1 494

kokuşmuş insanların bok attığı şehir. yahu herşeyi geçtim de şu yüzyılda hala şehir milliyetçiliği yapılyor ya ona yanarım. yok istanbula şunlar geldi bozdu, izmir'e bunlar geldi orospu oldu. ulan sen ananın karnından saat kulesiyle birlikte çıktın ondan daha izmirlisin değil mi. insanların mitoz bölünmelerini farklı coğrafi koşullarda sona erdirdiler diye birbirlerine üstünlük taslamalarını gördükçe kendime kötü şeyler yapasım geliyor sözlük. kokuşmuş insanların bok atmadığı şehir, insanların hayallerinde yaşadığı şehirde yaşıyorum çeyrek asırdır. farklı olmaya kalkın da görün ebenizi. Çeşme Siemens Servisi | 444 1 494 izmir fetişinizle yaşayın. akıl fikir dilerim. hoşgörüymüş, allahaşkınıza siktirin. bir izmirli olarak şuradaki tavıra bir türlü anlam veremediğim şehir. iyice koptu buranın insanı. "biz atatürkçüyüz, sizin broşürünüzü okumayız" tavrına hala akıl sır erdiremiyorum. kendinden olmayana küfreder gibi bir tavır takınarak akp ana akımından hiçbir farkı kalmayan insanlarla dolu bu şehir. sadece savundukları politik değerler farklı. muhalifliği alkolle gösteren bir sürü de dangalak var. dana gibi içen biriyim ama alkolü böyle bayrak gibi kullanmayı biz lisede bıraktık. sırf bütün herşeye doğru hoşgörüsünden , sokağın ortasında öpüşenede türbanlısınada laf atılmadığından türkiye'nin modern diye tanımlanan şehri. tabii bunu fark etmeyen hala alkol alıyoz biz atatürkçüyüz sizler şeriatsınız sizle muhattap olmam diyebilecek kadar basitleşmiş insanları da bünyesinde barındıyor yapıcak birşey yok onlara.

Çeşme Beko Servisi | 444 1 494

akp ye alıştığı ve havanın değiştiği söylenen şehir. bunu söyleyenler bunu tatsınlar : (o))) efendim 4 haziranda tam da akp mitinginin olduğu gün izmirdeydim. maalesef miting alanına yanlışlıkla girdim, çok ama çok kalabalıktı ama oradaki tiplere izmirli diyenin aklına sokarım bunu söyleyeyim. adamlar otobüslerle toplayıp toplayıp yığmışlar. kimle konuşsam (taksici, esnaf vs.) altyapı eksikliğinden, aktarılan fonun azlığından yakınıyor. adamlara üvey evlat muamalesi yap, otobüslerle binlerce elemanı meydanlara yığ, izmirin havası değişti diye şakşaklat sonra gelsin oylarrr. olmaz böyle canım kardeşim; daha çook çalışmalısın. bbc türkçe'de sanırım güney yıldız isminde bir arkadaş şehir gezip "seçime doğru izmir akp'ye alışıyor mu?" sorusuna cevap aramış. konuştuğu bir kişi aynen şunu demiş. Çeşme Beko Servisi | 444 1 494 2002 ve 2007 seçimi sırasında da akp mitinglerine katılan hasan akbıyık, alana bakan binaları gösterip, “şu binalarda hep atatürk'ün kalpaklı fotoğrafları ve tepki bayrakları asılırdı. şimdiyse bir tane tepki bayrağı yok. izmirli ak parti'ye alışıyor.” diyor. sayın hasan akbıyık. kimsiniz bilmiyorum ama sanırım son haftalarda muhalefet veya protesto afişleri asanlar ve bu afişlere neler yapıldığı konusunda hiç bir fikriniz yok! ironik olarak, bu güzel şehri yıllardır kendi özel siyasi kaleleri olarak görenler aynı anda ülkenin dört bir yanda farksız bir bütün olduğunu dile getirmekten de büyük haz duyarlardı. şimdi sanki onlar da değişiyor, kendi ezberlerini bozuyorlar gibi geliyor.

Çeşme Arçelik Servisi | 444 1 494

her şey bir yana da, güzelbahçe'deki caaaaanım restoranlara gidip, iskelede denizin tam da üstünde balığı alkolle tatlandırıp, eve radara yakalanmadan nasıl dönülecek ey sözlük; sorarım sana?? araba kullanıcam diye içmesen olmaz, içsen bir türlü... golf'le, pardon arabayla gitmesen vasıta yok?! konu hazır balıktan açılmışken hala verilmemesine şaşım şaşım şaşırdığım, çocukluğumdan beri benim için "balık nerede yenir?" sorusunun cevabı olan bir bkz ile siz gönül dostlarına selam etmek isterim. izmir böyle yerlerin varlığı yüzünden mükemmel değil midir zaten? Çeşme Arçelik Servisi | 444 1 494 özellikle yaz aylarında, banliyö ve metrosunun saatte veya 1 buçuk saatte bir sefere çıkması gereken şehirdir. eğer gece hayatını seven ve yazın sıcaktan insanların uyuyamadığı bir şehirseniz, bir şekilde o insanların ulaşımını sağlayacaksınız. taksi de bir alternatif tabi, ancak mavişehirde oturan birinin güzelbahçe'de rakı balık yapmaya gittiğini düşünürsek, taksi ile helikopter eşit değerde alternatifler oluyor.

9 Haziran 2012 Cumartesi

Çeşme Vestel Servisi - 444 1 494

her zaman özlenen, her gidenin her yaşayanın aklındaki tekrar dönsem mi diye düşündüğü eski sevgili. geçen hafta sonu denenmiş optimum bir rotası: bornovada ege üniversitesi önünde eski günleri anarak yapılan kahvaltının ardından doğru karşıyaka çarşıya. burada planlanan kokareç ve turşu suyuydu ama kahvaltı abartılmış biraz beceremedik onu da sıkıştırmayı. arkasından vapur keyfiyle konak. kızlarağasında türk kahvesi, salep keyfi ve saçmasapan alışverişten sonra sahilden yürüyerek pasaport. oradan mavi köşe büfe nin artık büfe olmamasına üzülerek yenen karışıklar. ardından sevgi yoluna uzanılır ama sevgi yolu yerinde bulunamaz. son durak beklendiği gibi alsancak ve buz gibi biralar.kısa süreli bir ziyeretim sonucunda, kent yaşamının merkezinden kaymış olan insan yaşamını tekrar ait olduğu yere yerleştirmeyi başarabildiğini gördüğüm, türkiye'nin üçüncü büyük kentidir. Çeşme Vestel Servisi - 444 1 494 özellikle dikkatimi çeken bir nokta ise izmir'in merkezi olan konak meydanının metropolitan kent merkezlerinden olumlu yönde farklılaşmasıydı. konak meydanı 2003 yılında epa mimarlık tarafından projelendirilmiştir. bu projenin en önemli noktası sahil şeridiyle, içerisinde saat kulesini ve izmir hükümet konağını bulunduran kamusal kent meydanı arasındaki otoyolu alta alarak kent yaşamına eklemlenen yeni bir kentsel mekan oluşturmasıdır. benim dikkatimi çeken ve etkileyen şey bu mimari düzenlemelerden daha çok büyük şehir yaşamı süren insanların, kentin merkezindeki bürokrasinin soğuk yüzünü yok sayarak meydanın çeşitli yerlerinde bulunan yeşil alanlarda tıpkı küçük ve şirin kasabalardaki gibi yayılmaları ve denizi seyretmeleriydi. bu karşılaştırmada kötü örnek olarak istanbul'u aldığım için bu sahne beni oldukça mutlu etti. istanbul'da unutulmuş olan şehir olma bilinci izmir'de vücuda gelmiştir ve benim gibi büyük kentlerin sahte ışıltısından, kalabalığından bunalan insanların izmir'e gıptayla bakmasına neden olmuştur. seviyorum izmir'i ve orada yaşayacak kafaya ulaşmak istiyorum. eğer bir gün istanbul'un benden aldığı insani yanlarımı tekrar geri alabilirsem, bu rehine türü yaşamdan kurtulursam ilk durağım izmir olacaktır.

Çeşme Siemens Servisi - 444 1 494

izmir'de yaşamamış, tanıdıkları sınırlı sayıda izmirli üstünden garip bir biçimde izmir dışında yaşamamış izmir'lileri eleştirdiği şehir. anlamazsınız, anlamayacaksınız. bir bakın akp iktidarının dönemine ve öncesine. yukarıda yazılmış gerçi tekrarlamış gibi olacağım ama yazacağım yine de. bu şehir özfatura denen adamı seçmiştir sol iktidar döneminde ve şu an aziz kocaoğlu'na nasıl sabrediyorsa akp'ye inat, shp'ye inat özfatura'ya, onun yönetiminin kordonu yenileyeceğim diye sikip atmasına, 5 sene boyunca inşaat halinde bırakmasına veya o inşaatı seçimlere iki hafta kala bir anda kaldırıp şu anki haline yakın bir hale sokmasına, i.melih gökçek benzeri gülüşüne sabır göstermiştir. bunun chp, shp, akp ile ilgisi yoktur, ülke yönetiminde olan yanlışlara tepkiyle alakası vardır. Çeşme Siemens Servisi - 444 1 494 12 eylül döneminde ordunun en fazla şiddet uyguladığı yerdir belki de izmir, darbeden en çok çeken. bütün aile büyüklerim bundan muzdariptir. ama aynı orduya karşı aşağılıkça saldıran bir yönetim olduğu için kendilerine çektirdiklerine bakmaksızın sahip çıkmıştır izmir. o ordunun yaptığı darbeler, çektirdiği acılar oldu diye orduya saldıran, pusu kuranların asıl nedenini görmezden gelmemiştir, "yetmez ama evet!" dememiştir. dini dayatmalara karşı çıkmıştır izmirli, dinsiz diye yaftalanmak pahasına karşı çıkmıştır. örümcek beyinlilerin kendilerini ezmesine izin vermemiştir. onlara oy vermiyorlar diye tüm ülkeyi kendilerine hedef almaya çalışanlara, ödediği verginin katbekat fazlasını sadece ve sadece kendi oy tabanları orada diye kayseri, konya gibi şehirlere ödenek olarak verdiği halde, ödediği verginin yarısını bile devletten ödenek olarak alamamasına, bu nedenle metro inşaatları, yol inşaatları, günlük çileleri bitmemesine rağmen boyun eğmemiştir, eğmeyecektir.

Çeşme Beko Servisi - 444 1 494

doğma büyüme izmirli olarak hemşerilerimin sikimsonik övünme nedenlerini görünce kafayı yicek gibi oluyorum. ne olmuş arkadaşım izmirde? senelerdir bitmeyen metro, gittikçe tıkanan yollar bizde değil mi? güzelim rum mimarisini dağıtıp yerine betonarme binalar diken de bizim insanımız değil mi? bursanın bile şampiyon olduğu ligde gözgöz kafkaf muhabbetlerinin geçmemesi utancı bizim değil mi? allahaşkına hepsi mi akpye oy vermediğimizden oluyor? uygarlığımıza sokayım afedersin, sen çıkar bi kalıplaşmış kafanı o kumdan da şu soruyu sor kendine.. sen bu şehri gerçekten bu haliyle seviyo musun yoksa senin izmirli olmak dışında önemli bir vasfın yok mu? kendi icinde celisen pek cok insan barindiran sehir. izmir'in ayri bir cumhuriyet olmasi gerektigini söyleyip türkiye cumhuriyetinin kalesi olduklarini iddia ediyorlar kendileri. sahil seridi haricinde bir halta benzemeyen sehrin de dünyanin en güzel yeri olduguna falan inaniyorlar(sahil seridi cok güzel ama bak. izmir dedigin, benim icin orasi). Çeşme Beko Servisi - 444 1 494 hayir insan dogdugu, büyüdügü, pek cok sey yasadigi yeri sevebilir, bunu anlarim. oradan baska yerde rahat edemez, memleketini özler, bunu da anlarim. ama izmir dünyanin en güzel, en modern, en zart zurt sehridir falan... birakin bu ayaklari yahu, yapmayin. ben sadece yazin acik ayakkabi giyebilen tas hatunlarini seviyorum bu sehrin. izmir haricinde her yerde "dedemin dedesi kardak kayaliklari'nda yasamis, izmirli sayilirim bende" diye gezinen kizlari ise hic sevmiyorum. aslinda hicbirinizi sevmiyorum ipneler, asigim ben baskasina. sansini kaybettin izmir kizi.

Çeşme Arçelik Servisi - 444 1 494

2 aydır burada yaşıyorum ve gönül rahatlığı ile söyleyebilirim ki izmirlilerdeki kadar şehir faşistliğini hiç bir yerde görmedim. işin garip tarafı bu insanların birçoğu hiç şehir dışına da çıkmamışlar. izmir onlara yetiyor ne de olsa. tamam memleketini sevme olayı ayrıdır, kendini orayla özdeşleştirirsin, hemşehrilerini bir ayrı seversin ama dostum sen hiç istanbulu, eskişehiri görmemişken, dünyanın merkezi izmir, insanları daha eğitimli, daha modern, izmirliler yaşasın, diğerleri ölsün mantığında ortalarda dolaşamazsın. Çeşme Arçelik Servisi - 444 1 494 yanlış anlaşılmasın izmir'i sevmiyorum demiyorum, şehir güzel, burada yaşamaktan memnunum, sorun burdaki insanların şu bahsettiğim tavrı. insanlarının sadece izmir de ahkam kestiği şehir dışına çıkınca dumura ugradıgı şehir. istanbul da etrafa evi yanmıs bi velet gibi bakan birisini görürseniz bilinki o izmirlidir. not:bende izmirliyim ve elitiz tavırları beni bile uyuz etmektedir. izmirde bi bok yok 2 saatte gezip bitiriyorlar ve "of ne yorulduk dimi bugun" diyorlar. lan zaten bi alsancak var niye yoruluyosun ki. - yemek yemeden bahsedeyim biraz. yahu bu memlekette yemek yemeyi bilmeyen insanların izmir yemeklerini eleştirdiğini gördüm ben. 30 santim büyüklüğünde biberi, tanesi yarım kilo gelen salatalığı göremezsiniz izmir'de. dolaba koyduğunuz meyve ve sebzeler izmir'de iki gün içinde bozulmaz. enginarı biliriz biz, sarmaşık yeriz, pazıdan dolma yapmayı, semizotuyla cacık yapmayı öğrenmişizdir, ısırganotu diye bir sebze vardır, duymayanlar olabilir, biz ondan çorba yaparız, böreğe koyar annelerimiz. salataya roka koyarız mesela. ha bizim için marul göbeklidir. kıvırcığı, ıcebergi marul diye kaktıramazlar bize. peki ya kömerde sandviçimiz, kumrumuz. efsane boyozumuz. ben tüplü fırınlarda kıymalı pide yapıldığını gördüm bu memlekette, peynirin kalesi denilen yerlerde tulum peynirin ne olduğunu insanların bilmediğini gördüm. ya süzme yoğurt. ona ne dersiniz?

Çeşme Bosch Servisi - 444 1 494

bir bursalı olarak izmir'e, izmirliler'e kültürsüz diyenlerin alnını karışlarım. izmir'de sergilenen oyunlarda birkaç gün öncesinden yer bulmanın ne kadar zor olduğunu tiyatroya gidenler bilir ancak. ben daha böyle kültürlü kobi çalışanı -kobi dediysem nerden baksan en fazla on çalışanı olan bildiğin atölye tarzı işletme- görmedim hiç bir şehirde. hangi şehirde fotoğfarçılıkla uğraşan bir torna/freze ustası ya da boş zamanlarında belediye tiyatrosunda oyunculuk yapan kalıp ustası ya da sizinle kitap sohbeti yapan/yapabilen tel erozyon ustası bulabilirsiniz? gidin bir bakın bulunduğunuz ilin küçük sanayi sitesinde, hayatınızda duymadığınız küfürler ile nasıl yürütülüyor işler geçtim kitabı, tiyatroyu, fotoğrafçlığı... Çeşme Bosch Servisi - 444 1 494 bu öğlen fethiye'den kabak vadisi'ne minibüs ile dönmeden önce, aylar sonra bir gevrek yiyerek yad ettiğim toprağım. klasiktir, ölüdeniz'de son yolcular iner. şöför ile yalnız gidersin faralya yolunu. "abi istiyorsan sigara içebilirsin" der şöför hemen. hatta zaman zaman "biran varsa açabilirsin" dedikleri de olur. bu sefer ben durdurdum minibüsü "bira alacağım" diyerekten. 3 ya da 4 haftadır süren bira diyetimin son buluşu, sanki izmir hasretiyle katlandı da faralya'nın o eşsiz manzarasında izmir birası tadı aldım. geleceğim yakında canım izmirim. artık taşına mı sarılırım, toprağını mı öperim... nasıl doyacaksam onun için geleceğim.

Çeşme Profilo Servisi - 444 1 494

kırıldı sanırım bana, izin verdi gitmeme... e ama bu sefer de zor geliyor gitmek, alışkanlıklarımdan, alıştıklarımdan vazgeçmek... biliyorum hep bir ayağım burada* olacak ama yuvam olmucak; uzaktaki bir arkadaş gibi ara sıra uğrucam yanına; o bana hala kırgın, gönlünü alamadan bırakıp dönücem belki hiç benimseyemeyeceğim bir yere. benimki, "ara vermek isteyen sevgili"nin ruh haliydi; 5 sene çok değil mi ama ara vermek için, ayrılık ki bu... Çeşme Profilo Servisi - 444 1 494 birazdan yola çıkacağım, aydın otobanından çıkana değin ayağımı gaz pedalından çekmeyeceğim. izmire girdikten sonra olabildiğine yavaş ilerleyip, her yere bakacağım... çok özlediğim şehrim izmirim... şimdi de sümüklü çocuklara benzetilmiştir. elini yüzünü yıkamayı falan düşünüyorlar bu ara. akepe yıkamayacaktır elbette ve saldırganlaşmaya başlamıştır. izmir limanının eski önemini yitirmesidir gelişiminin durmasının altında yatan temel sebep. akepe de halkı ve belediyeyi dolaylı yollardan cezalandırmaktadır. devletin bakanı çıkıp yolsuzluk söylentileri çıkan akepeli belediye ile kıyaslamaktadır, dur hele soluklan yiğidim derler adama; bir dava sonuçlansın. güzel yerdir, şirin yerdir, kıskanılacak derecededir.

Çeşme Klima Servisi - 444 1 494

doğduğumdan beri bu şehirde yaşıyorum ve gerçekten trafik her geçen gün daha da tıkanıyor, yollar dar ve buna bir çözüm bulunabileceğini hiç sanmıyorum. eskiden konağa alsancağa giderken, 20 dk önce evden çıkmak yeterdi. şimdi 45 dakika önceden çıkınca ancak.. Çeşme Klima Servisi - 444 1 494 istanbullu benim gibi bir kısım zevata ol mübarek şehir hariç bütün diyar-ı ahar'ın dar gelmesinden mütevellit, attan inip eşeğe binmiş hissi veren şehirdir. gerçi allah var bir sürü nev-i şahsına münhasır insan barındırması hasebiyle ol nokta-i nazardan istambolla mukayase edilebilitesi var ise de, mekanın hem yüzeysel hem de tarihsel olarak muhat oluşu şehr-i istanbol insanını açmıyor vesselam... hayatımda bu kadar saçma havası olan bir şehir görmedim ben. şu sıralar tam soğuk ancak 2 hafta önce, sabahları soğuk, öğlenleri şort giyilecek kadar sıcak, akşamüstleri yağmurlu, geceleri dondurucu soğuğu olan bir şehirdi. o yüzden izmirliler genelde ekim-kasım aylarında grip olurlar, kış aylarından ziyade.

Çeşme Demirdöküm Servisi - 444 1 494

"deve kervan yükü altında, akıl kervancı yükü altında ezile ezile menzili maksuda, menzili müntehaya vardı! işte izmir! işte şehirlerin en zengini! hem parada hem pulda, hem malda hem mülkte zengin. ama sade bu değil; dini, dili, rengi enva-i çeşit ademiyle zengin. işte zengin, aşta zengin ve illa aşkta ve sevdada zengin. izmir, arzuların şehri!" Çeşme Demirdöküm Servisi - 444 1 494 kervanların gemilerle buluşması tarihte hep önemli olmuştur. çin ile orta doğu ve avrupa arasındaki ticaret yolları bir zamanlar herşeydi... bunu güvenceye alan devletler uzuun yaşamıştı, bunu sağlayan kentler en umulmadık zamanlarda hamle yapmıştı. başarısız olanlar ise tarihin kenar mahallelerinde hüzünle bekliyorlar... izmir'den umutluyum, yeniden eski günlerdeki gibi yolları birbirine kavuşturacak yine; belki sanal kervanları sanal gemilerle buluşturacak... çağımız sanal artık, biliyorsunuz ama biz bir yolunu bulup yine de izmir'in ruhuna elimizi mutlaka değdireceğiz :)

Çeşme Bosch Servisi

huzur, benim için ilk ifade ettiği şey. özledim be. kibar insanını, sessiz pazar sabahı sahillerini özledim. vay arkadaş, demek ki bir şehri özlemek böyle oluyormuş. çok koyuyor lan... kalın perdeyle örtülmüş, atatürk bulvarı*na bakan pencerede aydınlanmaya sebebiyet vermiş şimşekler çakmakta gün ve saat itibariyle. korkuyorum. Çeşme Bosch Servisi pazar günkü yaşgünü için oğlumun çok sevdiği arabalı pastadan sipariş vermeye çalışıyorum, istanbul'da 2 saatte alırsınız hadi çok yoğunlarsa ertesi gün. ben çarşamba'dan beri sipariş vermeye çalışıyorum ama başaramadım. izmir'in en ünlü pastanelerinden biri birkaç hafta önce sipariş verecektiniz dedi. oha o ne lan? pasta bu lan birkaç hafta önce nedir? düğün için yer ayırtmıyorum, 20 kişilik araba şeklinde pasta. bir diğeri pazar çalışmıyoruz cumartesi gelip alırsanız yaparız ama 20 kişilik de yok en fazla 12 kişilik yaparız dedi. arkadaşım satışlar bu kadar mı iyi, nasıl böyle yersen cevabı veriyorsunuz müşteriye? üçüncü ve son denememizde ise daha müşteri odaklı köklü bir pastaneye sorduk, çok kibardılar, istanbul'da nerdeyse simitçilerin satacağı - çok abarttım ama sinirliyim - hamurdan yapılan pastaları yapamadıklarını kibarca belirttiler. istersek meyveli pastanın üzerine kremayla pasta çizeceklermiş.

Çeşme Profilo Servisi

kongre öncesinde chp'nin izmir'inde durumlar epeyi karışıkmış. belediye başkanı, il başkanı, izmir milletvekilleri ne yapıyor, ne yöne bakıyorlar? eskiden çarşaf listeci olanlar şimdi neden blokçu oldu? sav'ın örgütteki etkileri, baykal'ın uzantıları ne durumda? yenilikçilik ne alemde? gazeteci ümit yaldız'ın ilgi çekici gözlemleri burada. yaşayanlarının özendiğim bir aidiyet duygusuyla bağlı oldukları, kendi içinde ayrı bir vatandaşlık zihniyeti olan, sevilesi aynı zamanda şehir plancılığı ile nefret edilesi nev-i şahsına münhasır şehir. söylemeden edemeyeceğim bir olgusu da ülkemin en kaba otobüs şöförlerini bünyesinde barındırmasıdır. bursa ve kayseri büyükşehir nüfuslarının toplamının izmir büyükşehir nüfusundan yaklaşık 500 bin kişi eksik olduğunu bilmeyenlerin hakkında "kayseri ve bursa izmir'den çok küçük şehirler değil" diyebildiği şehirdir. Çeşme Profilo Servisi stadyum meselesine gelince: izmir'in diğer şehirlerle karşılaştırılmaması gerektiğine katılıyorum. yapı olarak izmir'in futbol taraftarlığı bağlamında ülkemizde tek muadili istanbul'dur boyutlar daha küçük de olsa. tarihi kökene sahip semt takımlarının köklü taraftar aidiyetleri vardır. sonradan oluşturulmaya çalışılan kofti şehir taraftarlığı değildir, bildiğin fb-gs-bjk vb istanbul kulüplerinin yaşadığı ezeli rekabetlerdir izmirdekiler... ha derseniz neden izmir futbolda başarısız işte o da bambaşka bir entrynin konusudur. şu kadarını söyleyebiliriz sanırım: eğer izmir'in öyle tek bir takımı olsa ve ekonomik gücünü tek bir yere yönlendirseydi, 4ncü büyük izmir'den çıkardı. trabzon ve diğerleri sonradan gelirdi. böyle olmamasının izmir'e zararı vardır/yoktur bilemem, izmir'i izmir yapan biraz da bu rekabettir... unutmadan göz-göz göztepe * merak edenler için: büyükşehir sınırları dışındaki nüfusu da dahil ettiğimizde illerin toplam nüfusları izmirden hala yaklaşık 100 bin kişi eksiktir. ilave tanım: ülkenin üçüncü büyük şehridir (büyükşehir nüfusu 3,3 milyon, il nüfusu 3,9 milyona yakındır). kendisinden sonra büyük farkla bursa gelmektedir (büyükşehir nüfusu 1,9 milyon, il nüfusu 2,6 milyona yakın). kayserinin kaçıncı olduğuna bakmaya üşendim (büyükşehir nüfusu 0,9 milyon, il nüfusu 1,2 milyon yakın). ankara'yı da verelim zira kendileri ikincidir (büyükşehir nüfusu 4,3 milyon, il nüfusu 4,7 milyona yakın)

Çeşme Klima Servisi

memleket tarihinin ilk sömürü dönemi olan adnan menderes yıllarını her icraatıyla fena halde anımsatan akp hükümetinin ilçeye dönüştürmesini beklediğim kent. manisa'ya bağlayıverin olsun bitsin. "bize oy vermeyeni ilçe yaparız" deyin, herkes rahatlasın. bildiğim kadarıyla izmir belediyesi, metro yapımını ulaştırma bakanlığına devretmek istememiştir. aşağıdaki linkten ilgili haberi okuyabilirsiniz: Çeşme Klima Servisi izmir gibi bir belediyenin, istanbul ve ankara'nın bile üstesinden gelemediği metro inşaatı gibi zor bir süreci yönetmesi bence çok zordur. zaten devam eden inşaatta yaşanan ölümler, binaların hasar görmesi vb. gibi olaylardan sonra izmir belediyesi'de devretmek için başvurmadığına pişman oldu diye düşünmekteyim. aziz kocaoğlu en son, 3 istasyonu bakanlık yapsın gibi bir şey demişti. akp'yi sevmiyoruz diye izmir belediyesini de yüceltmeyin. izmir şu an yönetilemiyor, gidin yaşayanlara sorun. ben 5 sene yaşadım belediye otobüslerinde, bozuk yollarda yaşadığım çileyi ettiğim küfürleri ben bilirim. atatürk'ün kongreler ve fuarlar şehri diye övdüğü şehrin haline bakın da konuşun. ne adam gibi bir sinema etkinliği var (bireysel çabalarla güç bela devam eden izmir kısa film festivali ve ayda yılda bir kez film gösteren izmir sanat hariç) ne de fuar dışında kültürel bir varlığı. kocaman arazi, 3 milyon nüfus, medeni bir topluma sunulması gereken şeyler bu kadarsa ve buna da razıysa insanlar sözüm yok.

Çeşme Demirdöküm Servisi

meteoroloji verilerine göre şu an havanın 5.4 derece olduğu şehirdir. nem %64. merkez ilçeler arasında bile 2-3 derecelik sıcaklık farkları olduğunu göz önünde bulundurursak (ki bornova'dan kaynaklar'a gidene kadar bu farkın 4 dereceye kadar oynadığı tarafımdan tespit edilmiştir) gerçekten soğuk bir gece geçirmektedir. izmir'in soğuğunu bilenin içini titretmeye yetmiştir sanırım bu yazdıklarım. Çeşme Demirdöküm Servisi an itibariyle az az da olsa kar'ın etkisini sürdürdüğü şehir. müthiş bir rüzgar da cabası. izmir'e gerçekten kar yakışıyormuş bu sabah bunu gördüm. bari biraz tutsa da şöyle beyazlar için de görebilsek az da olsa. bunca sene kardan mahrum kalan ya da çok az yaşayan bi şehirde oldukça hoş bi tablo. havası da soğudu iyice.

8 Haziran 2012 Cuma

Çeşme Vestel Servisi

düşündüğüm kadar rahat ve modern çıkmamış şehir, ya da ben hep abuk olaylara denk geldim. karşıyaka iskelesinin karşısındaki bir barda kız arkadaşımı yanağından öptüm, "birader patron uyardı" dedi iki dakika sonra garson. sokakta sarılıp yürüdüğünüzde insanlar öküz gibi bakıyorlar, alsancak gibi deniz kenarı cennet bir mekanda yine öküz gibi durup bakan apaçiler var. kaşıkla verip kepçeyle alıyosun izmir, alacağın olsun. bu gün saat 19 civarında alsancak trafiği normal in üzerinde berbat olan, nedeni ise hava gazı fabrikasını geçtikten sonra, altın yola çıkan köprünün başında bir tırın durması olan, belediyecilik anlayışına sıçtımının güzide şehri. 10 sene önce ki yollarla bügün ki yollar arasında hiç bi farkın olmadığı, hatta daha berbat olduğu, hala alternatif güzergah yaratılamayan memleketim... Çeşme Vestel Servisi şaka gibi çeşme den otobana girdikten 28 dk. sonra konak tayım * .özellikle belirtiyim seyehatim tamamen iş amaçlı, sabahın köründen beri gömlek,pantolon onla bunla uğraşıyorum.neyse... konak tan altınyol a çıkışım 1. bucuk saat... * arada tabi 2 taksiciyle kavgam da var. belediye otobüs şöförleri ayrı bir literatür zaten, arkadaş çift şeritli yolun ortasından körüklüyle gidiyor, sağından solundan geçmeye çalışırsanızda zevkle üzerinize kırıyor... hayvan diye bağırdığınızda da, " o son model şirket arabasına güvenip artislik yapma lan " diye de bir tepki alıyosunuz. direk gariban demogojileri.. çok merak ediyorum acaba bu ülkede günde 7- 8 saat çalışıp 2 milyar maaş alan kaç kişi var. ama onlara sorarsanız en zor işi yapıp en az parayı kazanıyormuş gibi bir izlenim var. bakın yadırgamıyorum mutlaka işleri zor olabilir ama hizmet sektörü bu önce insana saygı göstericekler... hatay da ki durum ayrı bir faciya hiç girmiycem ordaki rezalete... sadece belediyeyi, senelerdir metro çalışması yapıp, yapıp çökertip tekrar yapmaya çalıştığı bu arada yolları ve trafiği mükemmel düzenlediği insanları hiç mağdur etmediği için ayrı tebrik ediyorum. *

Çeşme Siemens Servisi

haziran sonu asker ziyareti ve akabinde 3-5 gun tatil yapma fırsati buldugum sehir. acikcasi sehir merkezini cok gezme firsatim olmadi ama yine de alsancak, bornova, buca ve cesme hakkinda iyi kotu fikirlere sahip oldum. sirayla baslayalim : Çeşme Siemens Servisi bornova; cok dikkat ceken bi semt degil. yarisi askeriye ve sanayi, diger yarisida yerlesim olarak sekillenmis. tek yon yollari ile tam bi bulmacaydi benim icin. ulasmak istediginiz bir noktayi pas gectiginiz takdir de en az iki-uc km yol yapmaniz gerekli. sabah kahvaltisi istanbula gore baya ucuz geldi ki bu nokta en sevdigim husustu. buca; istanbullular icin soyleyeyim, bildiginiz kasimpasa olarak dusununebilirsiniz. bu nokta da buca biraz daha buyukluk olarak goze carpiyor. ote yandan gozlemlerime dayanaraktan varos kesmin mekani olduguna kaanat getirdim. merkezine veya izmirli deyimi ile heykele ulasmaniz icin baya bi yokus tirmanmaniz gerekli. alsancak; cok sıradan geldi bana bu yer, halbuki izmirin butun nimetlerinin bulustugu bir nokta gibi gorunsede sanki bunlardan tam faydalanamiyormus gibi duruyor. bulundugu konuma gore biraz hareketsiz geldi bu semt bana nedense. belki de oglen saatlerinde burda bulunmamizdan kaynaklaniyordur. hic hareket yoktu yani.

Çeşme Beko Servisi

hay allah ben 9 eylul 1922'yi izmir'in dusmandan kurtulusu diye biliyordum. megerse fasizm eylemiymis. cok uzuldum o andan sonra bilmem kim sayisi azalmis diye. bana onlari okulda dusman diye ogrettiler. ilkokulda öğrendiği bilgilerle resmi tarih terminolojisini hayatın değişmez kuralı olarak kabul etmiş kalın kafalılar için bir başlık daha açılması gerekiyomuş. Çeşme Beko Servisi kimlerden nasıl kurtulmuşuz onu öğrenelim öyle değil mi? ne de olsa bugün istanbul'da da kurtuluş denen bir de semt var. istersen onun da tarihine bir bakalım kimlerden kurtulmuşuz da, buraya kurtuluş denmiş bi öğrenelim. ama konumuz izmir olunca; zaman zaman musallat olurlar buraya, ağızlarına geleni, her türlü hakareti ederler ve giderler.. izmir yine izmir'dir.. yine incisidir ege'nin.. isteyenin istediği kadar konuşması da hiçbir şeyi değiştirmez, oradaki herkes mutlu mesut yaşamaya devam eder. hep böyleydi, sanırım hep böyle de gidecek..

Çeşme Arçelik Servisi

4 kuşaktır izmirliyiz ama sözlükte anlatılan izmiri bir ben göremedim. üniversiteyi de burda bitirdim üstelik. ne izmirmiş arkadaş! bir rum, ermeni arkadaşım olmadı.bana sanki ninelerden dedelerden araklanmış hikayeler anlatılıyor gibi geliyor. buradaki manzara bi 50 yıl öncesine ait. peki biz kendimizi niçin kandırıyoruz? sanırısın zedüştü, hıristiyanı, musevisi, müslümanı, rumu, ermenisi, kürdü, türkü demokrasi ve çağdaşlığı kutlayıp şenlik havasında kordonda bira tokuşturuyorlar.şehrin girişinde hava alanlarında otogarlarda mütemadiyen gülümseyen insanlar var. yeni gelen insanları kucaklayıp arkadaşlık kuruyorlar.(belediye projesi) sağdan soldan bebek gibi hatunlar geçiyo,r böyle yarı çıplak ama kimse sataşmıyor onlara, hatta vahşi sıcaklarla konaktan denize girip, ilk yağmur damlasında evlerimize ışınlanıyoruz. Çeşme Arçelik Servisi kimse yazmamış hadi onu da ben yazayım. aşırı muhafazakar partilerden biri yerel seçimlerde iktidar olursa çok süper gizli fırlatma rampası ile ana karadan ayrılacağız.bunu bütün izmirliler bilir.yeterli yüksekliğe ulaşınca atatürk büstlerini iktidar sahiplerinin üstlerine atacağız.bütün faydalı ot gruplarını (roka, ebegümeci, radika, cibez, sarmaşık, arapsaçı) yanımızda götüreceğimiz için türkiye kuru dallar gibi görünecek uzaydan.bütün yazlık beldelerdeki izmirli olmayanlar tuz taneleri gibi dökülecek aşağıya biz giderken. işte gerçekler bunlar!böyle sinsi pislik tarafımız da var!

Çeşme Vestel Servisi - 444 1 494

izmir'de taha aksoy'un kaybetmesindeki asıl etken sırtını a.k.p.'ne dayayıp hiç çalışmaması oldu. o kadar çalışmadı, o kadar silikti ki annem bile kendisini taha akyol'la karıştırıyordu. evet, aziz kocaoğlu hep ahmet piriştina'nın gölgesinde kaldı, bornova gibi çok fazla altyapı ve yönetim problemi olmayan bir belediyeden, devasa, yönetimi müthiş güç bir belediyeye geçti, ama hem ekibi hem çalışma sistemiyle her ne kadar kendisine bok atılsa da, tehdit edilse de yılmadan çalışıp bir çok problemi bertaraf etti. o yüzden izmirliler için solcu, chp fanatiği demek yanlış olur. izmir'liler -en azından benim etrafımdakiler- lafa değil, yapılan işe inanır. Çeşme Vestel Servisi - 444 1 494 tire'de demokrat partinin seçilmesine gelince, tire dışarıdan çok fazla göç almıyor ve herkes birbirini çok iyi tanıyor, muhtemelen kazanan aday gerçekten hizmet eden ve çalışan birisidir, hatta

Çeşme Siemens Servisi - 444 1 494

29 mart seçimlerinde akp'ye ilçe vermeyen 2 ilden biridir, diğer il de hakkari'dir ve sadece bir merkez 3ilçesi vardır ve hepsini dtp almıştır. gerçi daha karaburun'da 142'ye 137 ve açılan sandık 28% olarak görünüyor. ankara'da okuyan bir izmirli olarak arkadaşlarım arasında başım dik yürüyebilmemi sağlamıştır. ayrıca ntv'de izledikçe de ne özledim ya, cumhuriyet meydanı'nda içip içip kordon'da ağaçların arasında işemek vardı her şenlik zamanı olduğu gibi* Çeşme Siemens Servisi 29 mart seçimlerinde izmirlilerin dahi akp'nin kazanacağını düşündüğü bayraklı'yla ilgili şunu söyleyebilirim ki; bayraklı ilçe olduktan sonra bornova'nın en yaşanılabilecek, rahat ve güzel bölgeleri olan, manavkuyu, çamkıran, özkanlar, taşkent gibi semtler, hatta altınyol kavşağına kadar olan kesim bayraklı'ya bağlandı, ben de buralarda yaşayan herkes gibi bornova'dan ayrılmamıza üzüldüm, yuvamdır benim bornova doğduğumdan beri, ama işe yarayacağı gün bugünmüş, bayraklı'nın chp ile rahatça kazanmasına yardımcı olan sebep de açıkça budur, helal olsun size ve bize.

Çeşme Beko Servisi - 444 1 494

seçim oyunlarında da adı geçmeyen şehirdir. ortada ne çalınan sandık vardır, ne de kesilen elektrik. tertemiz seçimini yapmış, güzelliğini bir kez daha göstermiştir... gavurlari takim tutar gibi oy veriyor. hal boyle olunca da insanin ici icine sigmiyor, sehrini olmayan gozlerinden opesi geliyor ayol. Çeşme Beko Servisi merkez ilçelerini bölüp seçim kazanma hayalleri kuranların heveslerini kursaklarında bırakmış kenttir!.. bravo hemşerilerime, bu ucuz oyunlara pabuç bırakmadınız!.. chp'nin yıllardan beri istiktarlı bir şekilde kazandığı yer.zaten izmir de olmasa bu chpliler nerde bayram havası estirecek merak etmekteyim. aziz kocaoğlu seçim sarhoşluğunu ''ilk hedefimiz akdenizdi egeydi zaten böyle'' söylemleriyle kemalist,laik seçmenlere ne idüğü belirsiz bir selam yollamıştır.alkışlar hedefimizi gösteren başkana..

Çeşme Arçelik Servisi - 444 1 494

"belediyeniz iktidar partisinden olmazsa yeterli hizmet alamazsınız" şeklinde meydan okuyanlara, seçim sandığında gölge etme başka ihsan istemem yanıtını veren güzel insanların yaşadığı, güneşin kızı şehir. diğer illerde yaşayan akrabaları teker teker arayıp "bak biz yine satmadık şehrimizi" diye hava atmama da vesile olmuştur. chpnin kazanmasına sevinenlere şaşırdığım şehirdir kendisi. beni şaşırtan bağnaz bi partinin %30a yakın oy almasıdır. en güzel yanıtı da ayrılan semtleri vermiştir memleketimin.tokat gibi. Çeşme Arçelik Servisi - 444 1 494 an itibariyle sokaklarında korna eşliğinde coşan güzel insanların mevcut olduğu şehirdir. karnaval var resmen, gevreğini çiğdemini alan sokaklarda özendirmek gibi olmasın.

Çeşme Vestel Servisi

seçime en rahat giren ve istediğini zorlanmadan alan şehir. bir de bir zamanlar gündoğdu'dan pasaport'a miting düzenledik, işte sessiz çoğunluğun sesi diye çığırtkanlık yapanlar vardı bu şehirde. sanırım yine sessizliğe büründüler ya da bindirilip getirildikleri şehirlerine geri döndüler. izmir yine rahat ve mutlu. darısı diğer şehirlerin başına. şehirde bolca bulunan, iyot ve proteinin zeytinyagi ile birlestiginde, insanlar üstündeki etkisi kanıtlanmıştır.. Çeşme Vestel Servisi yunan ordusunun 1922'de denize dökülmesinden 87 yıl sonra hilafet ordusunun denize döküldüğü şehir olmuştur. şimdi sıra istanbulda. bazı değerlerin gayrisafi milli hasıla, fabrika,yol, yatırım kısacası paraya değişilmeyeceğini anlamış, seçimini yapmış şehir. gümüşpalada, soğukkuyuda, gültepede insanlar yarın yine fakir uyanacak evet.. ama iç anadolunun birçok şehrinde yaşayıp da annesi anneannesi başı açık dolaşmış, lakin şimdi karısının başını örttürüp kariyer planlaması yapan, cumaya teravihe ihale kapmak için giden insanlardan daha iyi yaşayacaklar kanımca..

Çeşme Siemens Servisi

bu şehre neden aşık olduğumu, neden onunla bu denli gurur duyduğumu bir kez daha bana kanıtlamış, herkese, her şeye inat tavrını ve çizgisini muhafaza edebilen, başı dimdik güzel insanlarla dolu biricik, harika kentim. candır. vatan diye sahiplenilendir. bağımsızlığın sembolüdür. 2009 yerel seçimlerinde neredeyse tüm ilçeleri ile karşı atağa kalkmış memleketimdir. gurur duyulandır. * Çeşme Siemens Servisi 4 sene sonra tusta ege ve dokuz eylül sıralamamın sebebi olan canım şehrim. ne olacaksam olayım izmirde yaşayayım diyorum başka da bir şey demiyorum artık hele de bugün şu seçim sonuçlarından sonra. ha çok mu yoruldum işten sonra eve de gitmeyi canım istemiyor ya da moralim bozuk ararım eski dostlarımı çıkar kordona iki bira çakarım kendime gelirim mutlu mesut yaşarım.

Çeşme Beko Servisi

bu kadar sevilmesinin sebebi "onu seçti, bunu seçmedi" gibi yüzeysel bir formda dile getirilemeyecek olan şehirdir; zira bu durum gerçekten aydın, gerçekten modern olmasından ve en önemlisi tepkisini insanlık dışına çıkmadan nasıl koymasını bilmesinden kaynaklanır. bu yüzden yine yalakalıkla, tabansızlıkla kendisinden medet umanlara şamarı indiren şehrimdir. en son 5 yaşındayken gittiğim güzel şehir. türkiye'nin aydınlık köşesi. güzel izmir ünvanını sonuna kadar hak eden, eninde sonunda yolumun tekrar düşmesini istediğim yer. Çeşme Beko Servisi ben de egeliyim ey izmir, senin biraz kuzeyinden, çanakkale çocuğuyum. hemşehri sayılırız, beni geri çevirmezsin değil mi? kendini bozuk gıdaya, havayı kirleten kömüre satmayan onurlu insanların yaşadığı şehir. bu nedenden dolayı gavur olarak nitelendirilirler.

Çeşme Arçelik Servisi

ankara'da ki sonuclarla birlikte ankara'dan nereye goc ediyoruz sorusuna cok net bir yanit vermis sehir. simdi ben artik ankara'da degilim ama olsun, aile, sevgili es dost derken, bir sekilde bunun lojistik kismini dusunmeye baslamak lazim. ufaktan ufaktan. başka bir şehire, en çok da istanbul'a gidildiğinde değeri daha fazla anlaşılan ülke. kendi sakin, insanları sakin. kısacası huzur - dünyada ki cennet. Çeşme Arçelik Servisi yerel seçimler ile birlikte çağdaşlık, ilericilik, modernlik, akılcılık dersi vermiş insanlara sahip şehirdir. * akp'yi ezip geçmeleri, ağzına ağzına vurmaları bünyemde tarifsiz bir sevince yol açmıştır. bu seçim geçti de bir dahaki seçimde oylama için istanbul seçim sandıklarının götürülmesini istediğim şehir. biz yapamadık siz yaparsınız sevinirim. bir el atın rica edicem.

5 Haziran 2012 Salı

Siyah Beyaz Perde Modelleri

"yeaa bu dizi de bozuyo yeaaa" diyenlere sesleniyorum: ilk sezonun ilk bölümleri de yarım yarım yarmıyodu sonuç olarak. 1 saat boyunca gülmekten sandalyeden düşmeyi mi bekliyosanız zor bence. hele amerikan dizileriyle karşılaştıranlara sesleniyorum: dostum 1 kişi haftada bu kadar uzun süren diziyi yazıyorsa vir vir vir konuşma da anlayışlı ol. Siyah Beyaz Perde Modelleri atarlı ve halka seslenen ergen gibi bi entry oldu ama dayanamadım kusura bakma sözlük. zaten 2 tane doğru düzgün dizi var onlara da sıçmasınlar rica edeceğim. edit: o değil de 23. bölüm sağlam olacak gibi.. salı sabahlarımın neşesi. güne iyi başlamak için pazartesi akşam yerine salı sabah kahvaltıda izliyorum, ince belli çay eşliğinde. okullar başlayınca da muhtemelen bir saat erken uyanıp yine izliycem.

Puf Sehpa Modelleri

22.bölümde ki malum sahnede ağlıyodum az daha beyler. daha sonra kutup ayısını görünce kendime geldim. rahatladım ama ne yalan söyleyeyim şöyle bi boğazım düğümlenmedi değil. baba ile oğlu arasında ki duygu paylaşımının en yoğun olduğu sahneydi. efsane olmuş bir bölüm mü izledik o konuda tam emin değilim ama efsane olmuş bir sahneyi izlettiren dizi olmuştur bu hafta için... her ne kadar son iki bölüm beklentilerin bir miktar altında kalsa da benjamin karakterinin devreye girmesiyle kendini affettirdi. hayatında hiç bu kadar absurd bir kötü adam gormuş olan var mı sorarım size? Puf Sehpa Modelleri ayrıca sayın burak aksak sizden bütün izleyiciler adına bir ricam var, "x mi? x neymiş öyle ya? sanki y'miş gibi." tarzındaki diyalogları mümkün mertebe kullanmazsanız çok seviniriz. çünkü artık kabak tadı verdi.

Mutfak Dizaynı

ve ve ve.... bazı dostlar da diziyi beğenmediklerini ya da dizinin bozduğunu ifade etmişler. canlarım, bir diziden daimi surette verim beklemek yanlıştır. yani işin doğasına aykırı bir şey bu. zira, dizi ile film mantalitesi bir değildir. filmde her şey yerli yerinde olsun istersiniz. tek bir boşluk olmasın istersiniz. ama dizide o boşluklar, o saçmalıklar, o rüya içinde rüya meseleleri kasıtlı olarak yerleştirilir. mesela benim beğenimi kazanan yabancı dizilere de göz attığımda, her bölümün muhteşem olması gibi bir ütopya ile hiç karşılaşmıyorum. kaldı ki leyla ile mecnun'u bir ekip değil, tek bir kişi yazıyor. ve bu çocuk, pek de 'tatil' sayılmayacak bir süre zarfından sonra tekrar yazmaya başladı. elbette ki tıkanmalar, sayıklamalar, niteliksizleşmeler olacak. mesele ise burak aksak'ın o boşlukta ne kadar takılacağı. ben iddia ediyorum, bir iki bölüme düzlüğe çıkmış oluruz dostlar. leyla yakındır... Mutfak Dizaynı son söz: sen ne büyük oyuncusun be ahmet mümtaz taylan! saygılarımı sunarım.... edit: hatasız kul olmaz. hatamla sever misin beni?

Yatak Odası Dekorasyonu

allah var, son bölüm biraz da didaktik ögeler barındırıyordu içinde. mesela anadolu programlarının gözümüze sokulması o kadar ince ve narin anlatıldı ki, bu didaktiklikten yararlanamayacak kafalara ne desek az.... iskender'in pakize'nin gidişine efkarlandığı bir esnada erdal'ın gülmesi ve buna mukabil iskender'in gergin bir şekilde erdal'ın gülüşünü taklit etmesi muh te şem di. Yatak Odası Dekorasyonu benjamin'in de türklüğü gitgide tebarüz etmeye başladı. mecnun'a 'yürrüüü anca gidersin' diye seslenecek kaç şeytan var tanıdığımız? ismail'in 'aysmayıl' olarak telaffuz edilmesi, göstermelik pronunciation üstadlarına güzel bir selamdı... mecnun'un ismail'e benjamin'i kast ederek: elin herifinin yanında tartışmayalım, demesinin ardından benjamin'in gösterdiği alınganlık da zekiceydi... bu noktada dede'ye ve benjamin'e alınganlığın haddinden fazla yakıştığını itiraf etmeliyiz... burak aksak, erdal bakkal'ın o deri koltuğundan daha çok ekmek yer, demedi demeyin. koltuk, hafiften 'dertlilerin babası' olma yönünde ilerliyor... ve benden önce dost(ya da dostlar?) da bahsetmiş. dizinin sonu çok absürt olmuş. yani o kadar ansızın ve yersiz bir yerde kesilmiş ki, şaşırmadan edemedim. dizinin son sahnesi, o dizinin kapılarından bir tanesidir. bunu sevgili yönetmenin aklından çıkarmaması gerek. seyirci pek siklemez yani kanalın yayın politikalarını, yazsınlar bunu bir yere...

Ev Dekorasyonu

mecnun'un kuğulu gölde taş sektirmesine güvenlikçinin müdahalede bulunması çok ironik ama bir o kadar da gerçek bir şeyi soktu gözümüze. bu sahne ile hüzünlü eylemlerin çoğu zaman reel hayatta sekteye uğratılacağı gösterilerek tüm sinema filmlerine göndermede bulunuldu. burak aksak'ın yapmak istediği şeylerden birisi bu mesela. acı çekiyoruz, bu acının popülizmini diziler filmler yapıyor. ama gerçek hayatta çektiğimiz acının dahi dramını yapamayacak kadar boktan bir noktadayız. bunu anlatıyor... Ev Dekorasyonu “iki elle bir davul mu doğrultacağız, şu anda beni tokmaklıyorsun farkında mısın, altı elinizle bir asayı doğrultamıyorsunuz” esprileri ve erdal bakkal'ın yatak kıyafeti üzerinden yapılan 'alttan esme' geyiği haddinden fazla uzatılmıştı ve komik değildi. incisözlük'e 'dedeler kahvesi' diye selam çakmak artık çok marjinal bir tutum değil, inci çok sahiplenildi, bunu biliyoruz. biraz ekşi'ye gülsen olmaz mı sevgili aksak? mesela 'papua yeni gine'den ferman var' tarzında bir tirat için seni ömür boyu öveceğimi vaat...öhm..şaka şaka... ne diyorduk. o tarz esprilerin komik olmamasının sebebini az çok tahmin ediyorsunuzdur. hem ergence, hem klişe, hem de niteliksiz. bu, senaryonun akışına yakışmıyor. nokta. kısa kısa notlar:

Mutfak Masası Modelleri

evet, 22. bölümde beraberiz tekrardan. öncelikle yapacağım yorumu nesnel ve öznel olmak üzere iki ayrı kategoride değerlendirmenizi rica ediyorum. bir takım kuracağım cümlelere hiçbirimizin itiraz hakkı ol(a)mayacağı gibi, bir takım cümleleri de yerin yedi kat dibine kadar postalayabilirsiniz. çok dırdır ettik, 22. bölüm yorumlamasına başlayalım... Mutfak Masası Modelleri öncelikle bu bölümle birlikte çok iyi bir şekilde anlaşıldı ki, erdal bakkal 'saflık, çocukluk' imgesine denk düşüyor. buna ispat olarak ismail abi ile flaş yüzünden birbirlerine dadanmaları, 'kafası gidik bunun, yaptığın iş değil mecnun, annem yok deseydin' cümlelerini alabiliriz. bu bölüm, beni ziyadesiyle memnun etti. neden? çünkü erdal bakkal'a yoğunlaşmış bir bölümdü. ister istemez onun çocuksu tutumları, karısının karşısında iyice çocuk durumuna düşmesi(sofradaki 'sofrada ne yapmıyorduk erdal!' muhabbeti ve iskender'e vakti zamanında yorganını paylaşmadığı için kin tutması ise, bu işin nirvanası) güzelce sergilendi. cengiz bozkurt'un oyunculuğuna da şapka çıkartmayı ihmal etmeyelim... efendim, malumunuz benden önce dostların yaptıkları tespitlere değinmektense, daha ince ayrıntılara gark olmayı tercih ediyorum. mesela;

Bellona Kanepe

şimdi bu ismail abi hep cartlak, rengarenk, parıl parıl parıldayan kıyafetler giyiyor ve bunun tam tersi nurten de hep simsiyah giyiniyor ya... ya bu nurten ismail abi'nin annesi olmasın? renkli bir hayat arayışıyla çocuğunu ve kocasını terk eden ancak aradığını bulamadığı için yasa bürünen nurten karakteri ve arkasında bıraktığı, annesinin renkli hayat arayışı yüzünden hep rengarenk giyinen ve annesinin istediği hayatı yaşamaya çabalayan oğlu ismail abi... olamaz mı sizce? Bellona Kanepe düzenleme: bazı yazarlardan ismail abi ile nurten'in neredeyse yaşıt olduğu bilgisi geldi. evet, doğrudur. ancak zamanda bir ileri bir geri gidilen, rüyalar içinde seyahat edilen, rüyalarda alınan mikroçiplerin, duvara asılan resimlerin (bkz: #24974492) gerçek hayatta da olduğu gibi kaldığı, rüyalarda görülen insanların gerçek hayata duhul ettiği bir dizide nurten'in ismail abi'nin annesi olması çok da absürt, saçma kaçmaz bence. belki nurten geçmişten bir şekilde geleceğe, oğlunun kendi yaşlarında olduğu yıllara ışınlandı, getirildi bir şekilde; olamaz mı? bunun örneğini biz daha önce görmedik mi bu dizide?

Abajur Modelleri

ben şimdiye kadar asuman dabak'ın birden fazla bölüm süren yokluğunu şikayet eden doğru dürüst bir izleyiciye rastlamadım. hatta leyla karakterini oynayan ezgi asaroglu yerine başka bir kadın oyuncu geçse bunun bile çok fazla hayal kırıklığı veya şaşkınlık yaratacağını sanmıyorum. ancak köksal engür, osman sonant dizinin birkaç bölümünde rol almadı diye isyan eden, ismail abili, bakkal erdallı bölümleri ağızlarının suları aka aka izleyen izleyici çok. Abajur Modelleri fakat bir veya birkaç karakterin üstünde bu kadar yoğun durulması, bu karakter veya karakterlerden çok fazla malzeme çıkarmak istenmesi kanımca dizinin yapısının bozulmasına, üstünde durulan karakterleri canlandıran oyuncuların yıpranmasına, daha fazla komedi yaratmak için karakterlerin sömürülmesine, izleyicinin beğenisine göre değiştirilmesine neden olacaktır. ki şimdiden "ismail abi eskiden şöyleydi, şimdi niye bu kadar değişti anlamıyorum. mecnun ilk bölümler daha bir iyiydi sanki, şimdilerde böyle rehavet gelmiş üstüne. erdal bakkal iyice cozuttu..." gibi yorumlar yapılmaya başlanmıştır. bence senaristin ve yönetmenlerin üzerinde durulmayan kadın karakterler üstünde yoğunlaşması, ali atay, köksal engür, osman sonant, ushan çakır, ahmet mümtaz taylan, cengiz bozkurt ve serkan keskin üzerinden daha fazla malzeme çıkarma çabasından uzaklaşması dizinin gidişatı ve hikayenin süreci açısından daha hayırlı olur. çünkü dizi izleyicisi, hayranı böyledir. "ismail abi'ye hastayım, onun şu repliğine bayılıyorum. keşke benim de arkadaşım olsa." der, sen ismail karakterinin o özelliklerine yoğunlaştıkça "ismail abi'nin de cılkı çıktı iyice, bozdular onu." derler. bu işler böyle maalesef.

Siyah Beyaz Perde Modelleri

dizide bana göre adam akıllı yazılmış tek kadın karakter beste bereket'in canlandırdığı, yavuz'un sevgilisi zeynep karakteridir. çünkü bu karakter yavuz'un hayatında da, mecnun ve arkadaşı leyla'nın hayatında da önemli rol oynar. görme engelli olduğu için yavuz'a bir amaç vermiştir; yavuz zeynep için, onun gözlerini açtırabilmek için çabalayacaktır bundan sonra. leyla'nın arkadaşıdır, hatta leyla'nın diğer arkadaşları sema ve arzu'dan daha çok leyla'nın mutluluğunu düşünür. mecnun'la ayrıldıklarında çözüm bulmaya çalışır, leyla için uğraşır, hatta yavuz'u bile boşlar bu arada. kitap okuyan (dinleyen), deniz kenarında martı seslerini dinlemeyi seven, kör olsa da yardıma muhtaç olduğu durumlarda bunu inkar eden entelektüel ve cesur bir yapısı vardır. dizinin ilk sezonunun son bölümlerinde komşu çocuğu berkecan'ın da diziye konuk olmasıyla dizideki rolü farklılaşmıştır. o artık yavuz'u seven, ama en iyi arkadaşı berkecan'ın ona olan sevgisine de hayır diyemeyen bir kızdır. Siyah Beyaz Perde Modelleri kadın karakterlerin dizi içinde bu kadar silik olmasının sorumluluğu (suçu değil, suç olarak görmüyorum bunu, bir tercih olarak görüyorum.) senariste, yönetmenlere ve yapımcılara aittir. aslında üzerinde çalışılsa çok farklı malzemeler çıkabilecek kadın karakterler yalnızca erkek karakterlerin seyirciyi güldürmek, beğeni kazanmak amacıyla peşinde koşturdukları hedefler olmaktan öteye gidememiştir. erkek karakterlerin üzerinde bu kadar yoğun durulması hikayenin akışının, kilit noktalarının erkek karakterler ve onları canlandıran oyuncuların üzerinde kalmasına neden olmuştur. bu bir bakıma yıpratıcı bir sorumluluktur. yavuz karakterini canlandıran osman sonant'ın birkaç bölümlük ve ak sakallı dede karakterini canlandıran köksal engür'ün iki bölümlük yokluğu seyirciyi, dizinin hayranlarını endişeye düşürmüş, beğenilen hikayenin eski tadının kaçacağı/kaçtığı düşünülmüştür. ancak dizinin ikinci sezonunun ilk bölümlerinde hiç yer almayan veya doğru dürüst yer almayan kadın karakterlerin (pakize, sevim, sema, arzu ve hatta zeynep) yokluğu fark edilmemiştir bile. burada sorun bu kadınların birkaç bölüm rol almaması değildir, seyircinin iki bölüm bile rol almayan ya da birkaç bölüm performansının düştüğünü düşündüğü erkek karakterler için hemen şikayete başlaması, veryansın etmesinin yanında dizinin çoğu bölümünde neredeyse hiç yer almayan kadın karakterleri hakkında "nasılsa yakında dönerler." deyip geçiştirmesi ve hatta çoğunlukla bu yokluğu fark etmeyişidir. bunun sorumluluğu başında belirttiğim gibi diziyi çekenlere, yaratanlara aittir.

Puf Sehpa Modelleri

nalan kuruçim'in canlandırdığı nurten karakteri de öyledir, erdal'ın eşi rolünde gördüğümüz nurten karakteri orta yaşlı türk bir ev hanımını canlandırsa da gotik tarzıyla absürd durur. ancak sadece durur, hikayede etkin rol almaz. karakter özellikleri pek belli değildir. onun olduğu sahnelerde izleyici ona bakıp gülümser, ama hikayesi bilinmez. ismail karakterinin neden hep rengarenk, parlak şeyler giydiği bilinirken orta yaşlı türk bir ev hanımının neden siyah gelinlik giydiği bilinmez düğününde. Puf Sehpa Modelleri ayşe selen'in canlandırdığı leyla'nın annesi sevim karakteri de mecnun'un annesi pakize karakterinden farklı değildir. sadece annedir, ancak pakize'den farklı olarak kadının zengin, lüks hayata sahip, alışveriş hastası, pahalı ve kaliteli şeyler almaktan hoşlanan tarafını gösterir. biraz saf ve alıngandır, ancak o da diğer kadın karakterler gibi oynamaktan çok sahnede durma rolünü üstlenir. onun da karakteri çok doldurulmuş değildir, kızının hayatının üzerinde devasa etkileri yoktur, eşinin hayatının üzerinde önemli roller almamaktadır. ve gelelim leyla'ya. başrolü en sonlara yazmamın sebebi leyla karakterinin ve onu canlandıran ezgi asaroglu'nun biraz tartışmalı bir pozisyonda yer almasıdır. ilk bölümlerde leyla karakterinin sesi soluğu çıkmıyordu doğru dürüst. şimdiki bölümlerde de bunun pek değiştiği söylenemez. elbette ilk bölümlere nazaran oyunculuğunu geliştirdiği için tebriği hak etmiştir ve hikaye üzerindeki etkisi daha da artmıştır. ancak yine erkekler tarafına göre kadın cephesinin lideri olan leyla karakteri diğer lider mecnun'a göre daha sönüktür. mecnun leyla'dan daha yoğun yaşar duygularını, mecnun daha çok çaba harcar, daha çok koşturur, daha isteklidir. leyla karakteri sürekli bir şeylerden memnun olmayan, hep hata arayan ve bulmayı da başaran, mecnun merdivenleri çıktıkça daha da yükselen, ondan kaçan bir karakterdir. leyla'nın duyguları mecnun'unki kadar yoğun yansıtılmaz seyirciye. leyla'nın hikayesi daha sönüktür ismail abi'nin, yavuz'un hikayelerine göre. leyla hep bir yerde bekleyen, hep bir şeyler bekleyen, hep birilerini bekleyen karakterdir. o kadar güzel ve alımlı olmasına rağmen hayatında erkek olarak iki alternatifi vardır: arda * ve mecnun. bu karakter güzelliğini, kendisine aşık olunması potansiyelini bile pek kullanamamaktadır. mecnun'u kıskandırmak için arda'dan başka bir erkeği kullanmak aklına gelmez. güzelliğini kullanmaz, etkin değil, pasiftir. özelliklerinden yararlanmaz, sadece içinde bulunduğu durumun olanaklarından yararlanmayı aklına getirir, aklını kullanmayı, başka yollar aramayı düşünmez.

Mutfak Dizaynı

başroldeki leyla karakterinden tutun da pakize karakterine, sevim karakterine, nurten karakterine kadar kadın karakterler içi çok doldurulmamış, ekranda arada sırada görünen, karikatürize edilmiş karakterlerdir. örneğin asuman dabak'ın canlandırdığı mecnun'un annesi rolünde gördüğümüz pakize karakteri. kadının adı, jenerikteki ilk beş isimden biri olduğu halde kadının rolünün esamesi bile okunmamaktadır dizide. üstünden çok espri üretilebilecek, çok hikaye yazılabilecek, üzerinde uğraşılsa senaryonun gidişatında çok önemli etkileri, yönlendirmeleri olabilecek bu karakterin dizideki tek işlevi mecnun'a ve eşi iskender'e sofra kurmaktan, evi temizlemekten ve arada sırada mecnun'a "sana kız bulalım oğlum." demekten pek de öteye gidememiştir. hatta bu kadar önemli olması gereken bir karakter dizinin çoğu bölümünde yok denilecek kadar az rol alırken, bazı bölümlerde hiç rol almamıştır. Mutfak Dizaynı gelelim leyla'nın arkadaşları arzu ve sema'yı sırasıyla canlandıran ipek türktan ve güliz gençoğlu'na. hikayede mecnun'un arkadaşları yavuz, ismail abi, kaan vb. karakterler mecnun'un hayatında önemli rol oynarken, hatta bildiğin kendi hikayelerini de yaşarken leyla için böyle bir durum söz konusu değildir. bu iki kız leyla cephesi boş kalmasın, leyla'nın da arkadaşı olsun diye öylesine yaratılmış ve dizinin en başarısız karakterlerindendir bana göre. hareketleri, sözleri aşırı şekilde yapmacıktır. "aman, şunlara da iki sahne verelim..." niyetiyle senarist tarafından aşırı bir aceleyle yazılmış, içi doldurulmamış, hatları pek belli olmayan, senaristin bildiğin kendilerini zorlayarak hikayeye ekledikleri karakterlerdir kanaatimce.

Yatak Odası Dekorasyonu

belki daha önce yazılmıştır, tespit edilmiştir, açıkçası aramaya üşendim. ancak benim bu diziyle ilgili tespitlerimden biri de kadın karakterler hakkındadır. Yatak Odası Dekorasyonu bu dizide kadın karakterler birer araçtır. mecnun karakterinin, ismail karakterinin, iskender karakterinin, arda karakterinin, yavuz karakterinin uğruna uğraşıp didindikleri, başlarına türlü belalar aldıkları, onlar için çabalarken komik veya üzücü duruma düştükleri ve televizyon karşısındaki izleyicileri kadınlar uğruna yapılan bütün girişimlerle güldürme, düşündürme, üzme ve onların beğenisini kazanmak için kullanılan rollerdir bu dizideki kadın rolleri. erkek karakterlerin hedefi olan kadın karakterler dizide onlar için bir amaçken; dizinin yapımcıları, senaristi için izleyiciyi güldürmek, espri üretmek, komedi yaratmak için bir araç haline dönüşmektedir.

Ev Dekorasyonu

ya 21.bölümü tekrar izlediğimde erdal bakkal'ın ismaile hostes iş ilanından bahsetmesiyle ismail abinin suratı değişmişti. ismail abinin annesi hostes olabilir. belki önceden de böyle bir şey geçtiyse kaçırmış ta olabilirim. neyse o kadar da kaçsın. nerede keseceklerini bilememek; evet bölüm araları tam kestirilememiştir. bu senaristin suçu olarak görmüyorum. montaja biraz daha dikkat edilmeli bence. öyle yerde bırakırsın ki etkisi artar. leylanın ölüm haberi ile tekrar leylanın kaçırıldığını öğrendiği vakit aynı bölümde olmamalıydı. Ev Dekorasyonu yavuz'un olmaması; evet gizli bir karakter gibi görünse de toplayıcı bir özelliği vardı. diğer oyunculara fazladan yük biniyor bu da başta mecnun'un performansıyla yürür hale getirdi diziyi. ismail abi de iticileşmeye başladı oysa topa girecek yavuz diziyi tekrar toparlayacaktır. ferdi tayfur; dizinin hüzün ağırlığı öyle güzel veriyor ki, ara müziklerinin de hakkını yemeden, komedinin içimizde ki alt kültürden yakalamasına sebep bu sahneler oluyor. seviyoruz. kilitleniyoruz. diziyi uzatın tadı damağımızda kaldı dedik, orantısız bir yapılanma oldu. gelelim sevgili burak aksak'a dostum rüya içinde rüya içinde rüya yordu milleti. bu yoldan yürüme, ramazan muhabbeti de pek sarmıyor sanki. güldük geçelim derim. ısrar etmek sonuç vermeyecektir. tıkandığını düşünüyorsan, dağılıyoruz diyorsan ver iki hafta ara.. bunu yapıyorlar yurt dışında.. sen her hafta yaklaşık 90 dakikalık dizi yazıyorsun insanlıktan çıkıyordur zihnin, haklısın tosunum ama bu dizi efsane olacaksa senin sayende olacak. aaa dersen ki sen kimsin ulan dana? derim ki eyvallah! ben yine de izlerim.

Mutfak Masası Modelleri

gurban olduğumun dizisi ağlatmayı adet edindi. leyla'nın öldüğünü öğrenme sahnesinde o ne oyunculuktur ali atay? sahnenin başından sonuna ahmet mümtaz taylan da muhteşemdi. zaten her sahnede muhteşem. yozgat esprisi, sakız detayı, rockçı kızların konuşması, mecnun'un her zamanki telaşlı halleri şahaneydi. sadece son zamanların değil tüm zamanların en izlenilesi tv dizisi. Mutfak Masası Modelleri edit: ahmet mümtaz taylan düzeltmesi için kara murat'a teşekkürler.

Bellona Kanepe

mecnun gerçek sandığı rüyasında leyla'nın posterini indirip resul balay'ın resmini asıyordu. leyla'nın posterini de atıyordu. neyse işte bunlar gemi, ada bilmem ne derken gerçek hayattaki ismail abi mecnun'u uyandırıyordu, o dizinin başında gördüğümüz tırnak pideli iftar sofrası sahnesini görüyorduk. işte benim dikkatimi çeken şey mecnun uyandığında resul balay resminin hala duvarda leyla'nın posteri yerine asılı durması oldu. gerçi rüyada aldığı mikroçipi gerçek hayata getirmesi gibi bir detay varken buna niye takıldım bilmiyorum ama... vay arkadaşlar hemen diziyi kötülemeye başlamışlar. arkadaşlar bu dizi fantastik, absürd adı üstünde böyle konular olacak. Bellona Kanepe adamlar dede, yavuz, arda, arda'nın babası, leyla şuan bölümlerde tam yokken farklı şekilde giriş yaptılar. ilk sezon onca şey oldu ooo süperdei adamlar 1-2 bölüm rüyalar içine girince izlemem, kendini bozdu vs gidin siz akasya durağını izleyin süper dizi bak hiç bozmuyor sürekli evlenme sahneleri, kavga sahneleri var gidin gidin.. son olarak yeni fragmana bakmak bile insanı güldürmek için yetiyor..

Abajur Modelleri

dizi tutmuyor sarmıyor yea diyenlerin burun kıvırdığı dizi. günlerdir rüyalarda dolaşan bir insanı ve dolayısıyla bunu yani kısacası onun bilinçaltı ve bünyamin adlı karakterin onun rüyarlarını yapay bir şekilde etkilemesini işleyen bir dizi şu anda. kusura kimse bakmasın ama kimsenin rüyasında kimse oscarlık performans sergilemiyor. açın bakın , "dizi takip etmem ben yaa" triplerindeki binlerce kişiyi ekran başına çekti mi bu dizi ? elbette. " bundan başka dizi izlemem " , " bir behzat ç. bir de bu " diyen de var mı ? var. Abajur Modelleri e ortalaması alındığında da kral bir dizi mi ? evet. bugunun modasına uyup söylüyorum " çok açık ; çığır açmış ve zorlarsa tüm zamanların en iyisi olabilecek boyuttadır, minimalize etmeye lüzüm yok. " karşısına geçip militarist ifadeyle bombardıman yapanların haksız oldukları anlaşılmıştır. dağılabilirsiniz.