16 Nisan 2012 Pazartesi

Arçelik Servisleri İzmir

sonuçta yalnızlığımız bitmiyor ama varsın bitmesin, biz insan olmanın bize verdiği yetkiye dayandık ya varsın taşa hak geçsin, alıyoruz onu ve koyuyoruz odamızın en güzel köşesine, yani bir köşesine. her gün bakıyoruz o taşa, seviyoruz ya, sürekli aklımızda taş. onunla konuşuyoruz, dinleyip dinlemediğini bilmeden, dinlediğini umarak, dinlemesini isteyerek, hakkımız olmadan, haddimiz de olmadan umarak, konuşuyoruz durmadan. hissettiğimiz bir şeyi kelimelere dökmeye kasıyoruz, şu dünya üzerinde hiç bir insanın yani tek bir insanın saçmalamadığı kadar saçmalıyoruz ve taştan bunun hakkında hiç bir yazılı izin almadan, bunu taşın hiç bir rızasına dayandırmadan saçmalıyoruz. ve saçmalamıyoruz aslında, sözlerimizin bir şeylerle çelişiyor olması doğal, çünkü o bütün bir şeyleri de biz söylemek durumundayız, sahnedeki bütün rolleri biz oynuyoruz, haliyle romeo da biziz onu sevgilisinden ayıran da, ve seven de onu. ve romeo kendisin seviyor aslında. ve biz de taşı seviyoruz. Arçelik Servisleri İzmir insan neden bir taşı sever ve ayırır onu bir bahçeden, diğerlerinden, diğer taşlardan ve belki çok soruştursak, o taşlar hep bir çıkacak ve o bir büyük taş tüm dünya olacak, ta ki o tüm dünya bizden, yani insanlardan, yani tek bir insandan başka her şey olana kadar ve insan odasına taşı koymamış bile olacak belki ama soruşturmuyoruz, çünkü hiç birimiz, yani birimiz taş değiliz ve bu sadece taşın, taşla olan meselesi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder